Multipl Skleroz (MS) tanı ve tedavisi konusunda son 10 yılda önemli gelişmeler yaşandığına işaret eden Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Rana Karabudak, erken tanı alan hastalarda çok daha yüz güldürücü sonuçlara ulaşılabildiğini söyledi.
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Rana Karabudak, genç bir nüfusa sahip olan ülkemizde MS sıklığının özellikle 20-40 yaş aralığında arttığına işaret etti. Bununla birlikte özellikle son yıllarda tanı ve tedavi anlamında önemli gelişmeler yaşandığına işaret eden Karabudak, konuyla ilgili bilgiler verdi.
“KADINLARDA DAHA SIK GÖZLENİYOR”
MS’in artık daha genç yaşlarda ve daha erken saptanabildiğini ve bunun temel nedeninin de MS farkındalığının artması, belirti ve bulguların hastalar tarafından tanınmasına bağlayan Karabudak sözlerine şöyle devam etti:
“Hastalık genç nüfusta artmakla birlikte nedeni tam olarak saptanamıyor. Kadınlarda erkeklere oranla 1,5-2 kat daha fazla gözleniyor. Ancak toplumsal farkındalığın artmasıyla birlikte MS’in zamana yayılan ve çoklu belirtileri hastalar tarafından fark edilmeye başladı. Beraberinde görüntüleme yöntemlerinin gelişmesiyle birlikte artık çok daha erken evrelerde MS tanısı konulabiliyor. Bu da erken dönemde tedavi için önemli kazanım sağlıyor.”
“HASTAYA UYGUN TEDAVİYLE ÇOK ŞEY KAZANILABİLİYOR”
Tedavide yaşanan gelişmelerle birlikte hastalığın erken tanısının önemini vurgulayan Karabudak, tedavide yaşanan gelişmeler konusunda şu bilgileri verdi:
“Ne kadar erken tanı konulur ve ne kadar uygun tedavi uygulanırsa o kadar iyi sonuçlar alınabiliyor. Tedavi seçenekleri konusunda özellikle son 10 yılda inanılmaz gelişmeler olduğunu söyleyebilirim. Dolayısıyla hastaya uygun tedaviyi seçerek çok şey kazanabiliyoruz. Tedaviler artık hedefe yönelik olmaya başlıyor. Tedavi imkânlarımızın da gelişmesiyle MS hastalarının yüzde 60’ı için “MS tedavi edilebilir hastalıktır” diyebiliriz. Yüzde 10-15 primer progresif olup da biraz da ilerleyici giden tedavi seçeneklerinin çok olmadığı grupta zorluğumuz var. Ancak bunları da aşacağımız yeni tedavi seçenekleri için çalışmalar devam ediyor.”
“MS İLE İYİ YAŞAMAK MÜMKÜN”
MS’in günümüzde tedavi edilebilir, yönetilebilir bir hastalık olduğunu ancak MS ile iyi yaşamanın anahtarının hastanın kendisi olduğunu söyleyen Karabudak, “Süreci hastanın yönetmesi gerekir. Uykusuna, beslenmesine dikkat etmeli, düzenli yaşamalı. Yani hepimizin bildiği sağlıklı yaşam kurallarını mümkün olduğunca uygulamalı. Bunu yanında hasta ihtiyaç duyarsa belirtilere yönelik destekler de alabilir. Günlük yaşamını sürdürebilir. Özürlülük belli oranlarda olsa da bu engel değildir. Her özürlülüğün derecesine göre fizyoterapiler sürdürülebilir. Özetle MS yaşanabilir bir hastalıktır. İyi yönetilmelidir, anahtar hastadır” dedi.
“MS ÇOCUK SAHİBİ OLMAYA ENGEL DEĞİL”
MS ile yaşam konusunda hastaların en çok merak ettikleri konulardan birinin de hastalığın çocuk sahibi olmalarına engel olup olmayacağı konusunun geldiğini anlatan Karabudak, konuya şöyle açıklık getirdi:
“Hastalarımızın çoğunluğu genç kadınlar ve dolayısıyla üretken ve doğurgan dönemdeler. Bu yönden MS hastayı kısıtlamaz. Hastalarımız çocuk sahibi olabilir. Hatta bizim ikizlerimiz, üçüzlerimiz olan hastalarımız vardır. Takip ettiğimiz MS’li hastalarda evlilikte herhangi bir sıkıntı görülmüyor. Ancak bu noktada eşlerin de birbirlerine anlayışlı davranması ve destek olması gerekir. Cinsel yaşam konusunda da herhangi bir sorun yaşanmamakla birlikte olası sorunlar da aşılamayacak durumlar değildir. Gerektiğinde terapi alarak kendilerine destek olabilirler.”