Her geçen yıl artan orman yangınlarıyla ilgili Türk Toraks Derneği’nden dikkat çeken bir çağrı geldi.
Son haftalarda tüm dünyada ortalama sıcaklıklar tüm zamanların en yüksek düzeyini gösterirken, Orman Genel Müdürlüğü de 1-14 Temmuz 2023 tarihleri arasında ülke genelinde 176 adet orman yangını olduğunu ilan etti.
Geçen yıl 494 hektar orman alanı zarar gördü. Halen farklı bölgelerde, birçok noktada yangınlar devam ediyor.
Türkiye’nin ‘ciğerleri’ yanmaya devam ederken; Türk Toraks Derneği’nden yangınlara ilişkin bir çağrı geldi.
Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Sabri Serhan Olcay, Akdeniz havzasında Haziran-Eylül ayları arası dönem yangın sezonu olarak adlandırıldığını ifade ederek, “Akdeniz ikliminin görüldüğü bölgelerde iklim değişikliği ile birlikte sıcaklığın ve kuraklığın arttığı ve bu sıcaklık ile birlikte orman yangınlarının sayısında artış olduğu kaydedilmiştir. Araştırmalar gelecekte çok sıcak iklim koşulları altında, yangın sezonlarının uzayacağını ve orman yangınlarının sayısında ciddi artışlar olacağını göstermektedir” ifadelerini kullandı.
“ORMANLIK ARAZİLERDE CAM KIRIKLARI BIRAKILMAMALI”
Alınması gereken tedbirlere dikkat çeken Olcay şöyle konuştu:
“Bu durum, gerekli önlemler alınmazsa, karbon yutağı olan ormanların kaybıyla iklim değişikliğinde hızlanma ve yangınların artmasıyla daha çok orman kaybı şeklinde bir kısır döngü haline gelecektir. Yangın çıkma ihtimali yüksek yerler tespit edilmeli ve bu bölgelerde sıkı tedbirler alınmalıdır. Yangın riski yüksek olan ormanların çevresindeki yerleşim yerlerinde ikamet eden insanlara eğitici ve uyarıcı bilgilendirme yapılmalıdır.
Yangının yerleşim alanlarına sıçraması riskine karşı eylem planı oluşturulmalıdır. Ormanlara yangının oluşmasına veya yaygınlaşmasına sebep olabilecek sigara izmaritleri, kibrit, cam atılmamalı, riskli bölgelerde ateş yakılmamalı, ormanlık arazilerde şişeler, cam kırıkları bırakılmamalıdır. Ormanlarda kullanılan testere ve biçme makinesi gibi elektrikli aletlerin de kıvılcım oluşumuna neden olabileceği unutulmamalıdır.”
“KRONİK HASTALIĞI OLANLARI, YAŞLI VE ÇOCUKLARI DAHA ÇOK ETKİLİYOR”
Yangın dumanının yol açabileceği sağlık sorunları hakkında bilgi veren Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu Sekreteri Uzm. Dr. Selin Çakmakcı Karakaya ise, yangın sahalarında yapılan çalışmalarda 2.5 mikron çapında partikül maddeler (PM2.5), azot oksitler, ozon, aromatik hidrokarbonlar, bakır, karbon monoksit konsantrasyonları ve karbon bileşiklerine artış gösterildiğini belirtti.
Büyük orman yangınları sonucu oluşan partikül madde kirliliği yangın alanında ve rüzgârla taşındığı bölgelerde sağlık sorunları yaratabildiğini belirten Karakaya, şunları söyledi:
“Bu parçacıklar akciğerlerimize derinlemesine nüfuz ederek solunum sistemi hastalıkları, astım ve KOAH alevlenmesi, kronik kalp-damar hastalıklarına ve başka birçok hastalığa neden olabilir ve erken ölümlerle ilişkili bulunmuştur. Karbon monoksit (CO) vücudun oksijen almasını engeller, baş ağrısı, baş dönmesine neden olur. Yüksek dozda CO solumak, dokuların oksijenlenmesini bozar, ölümle sonlanabilecek klinik tablolara neden olabilir. CO’in uzağa yayılma özelliği olmadığından, özellikle yangına müdahale edenler daha çok maruz kalır.
Kalp yetmezliği, iskemik kalp hastalığı, hipertansiyonu olanlar; kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), amfizem veya astım gibi solunum sistemi hastalığı olanlar, yaşlılar (50 yaş üzeri riskli olabilirken, 75 yaş üzerinde risk çok daha fazla artmaktadır), çocuklar ve ergenler (sık nefes alıp vermeleri ve solunum sistemlerinin halen gelişme aşamasında olması nedeniyle daha fazla etkilenirler), diyabet hastaları (kalp-damar hastalıkları riskini arttırdığı için), gebeler yangın dumanına karşı hassas bireylerdir.”
“N-95 MASKE KULLANILMALI, EVDEN ÇIKILMAMALI”
Yangının etkilerinden korunmak dumanın ulaştığı bölgelerde mümkünse evden çıkılmamasını, pencerelerin kapalı tutulmasını, dışarı çıkmak gerektiğinde ise maske kullanılması gerektiğini belirten Uzm. Dr. Selin Çakmakcı Karakaya ise şöyle konuştu:
“İnce taneciklerden korunmak için cerrahi maskeler, ıslatılmış kumaş yeterli değildir, N-95 tipi maskeler kullanılmalıdır. N-95 tipi maskeler devlet tarafından yangın bölgesinde dumana maruz kalan halka temin edilmelidir. Maskelerin yüze iyi oturması ve doğru kullanılması önemlidir. Bu maskelerin ortamda bulunan CO gibi gazlardan kişiyi korumadığı bilinmelidir.
Yangın bölgesinden öncelikle KOAH, astım ve kronik kalp rahatsızlığı bulunan hastaların, çocukların, gebelerin tahliye edilmesi, sürekli oksijen kullanması gereken hastaların olası elektrik kesintilerinden etkilenmemeleri için tahliyesinin öncelikli yapılması, cihazların kullanımının sürdürülebilmesi için uygun koşulların oluşturulması gereklidir. Ormanlarımızı korumak hepimizin vatandaşlık görevidir. Yanan her orman, yanan geleceğimiz demektir. Önlem almak, hazırlıklı olmak hayat kurtarır.”