Bazı bilmeceler çözülmek için değil, yankılanmak için yazılır…
Tuba Ayşe Özgür, okurunu düşle gerçeğin hududunda gezinmeye davet ettiği yeni romanı Kedi Uykusu ile edebiyat severleri vakitsiz bir seyahate çıkarıyor. Hafıza, kimlik, vakit ve mitsel öğelerin iç içe geçtiği bu derinlikli roman; okuru sırf Nejat’ın değil, kendi bilinçaltının da haritasını çizmeye çağırıyor. Romanın merkezinde, geçmişin gölgesinde kaybolmuş bir adam olan Nejat var. Lakin Kedi Uykusu, sadece bir karakterin geçmişle yüzleşmesi değil; birebir vakitte hatırlamakla unutmak ortasında sıkışan ruhların, vakti kırarak kimliklerini tekrar inşa etme uğraşlarının kıssası. Tüm bu seyahat boyunca, Nejat’a rehberlik eden gizemli Rus bayan Ninockha ve finalde ortaya çıkan kedinin defteri, romanın büyülü dokusunu tamamlayan sembolik köprüler olarak öne çıkıyor.
Yazar, büyülü gerçekçiliğin klâsik katmanlarını ustalıkla işleyerek, düş ile uyanıklık ortasındaki geçişlerde kaybolan anıların, metaforların ve simgelerin izini sürüyor. Kelebekleşmeyi bekleyen tırtıllar, kanla ödenen mitsel günahlar, vakte yayılan kırılmalar ve tüm olayların aslında bir kedinin defterine yazılmış notlar olması… Her ayrıntı, okuyucuyu sıradan bir gerçeklikten uzaklaştırarak çok katmanlı bir varoluş sorusuyla baş başa bırakıyor: “Kimim ben” Roman üzerine yapılan son röportajda Tuba Ayşe Özgür, kitabı şu sözlerle özetliyor: “Her bilmece çözülmek için değil, yaşanmak içindir. Kedi Uykusu, bir tahlil değil, bir içsel seyahat vaat ediyor.”
Nejat’ın seyahati, yalnızca bir karakterin geçmişiyle hesaplaşması değil; vaktin, hatıranın ve kimliğin nasıl iç içe geçtiğine dair büyülü bir keşif. Rehberlerin değişen formu, bilhassa Ninockha’dan kedinin defterine geçiş, romanın mukadderatını sembolik bir düzleme taşıyor. Finalde kedinin notları, tahminen de tüm anlatının yazarıdır…
Kedi Uykusu, edebiyatta büyülü gerçekçiliğin izini sürenler için bir başvuru kitabı; sorgulayan, düşleyen ve sezgileriyle yol alan okurlar için ise unutulmaz bir tecrübe sunuyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
