Hülya Koçyiğit’in sunumuyla TRT 2’de yayınlanan ‘Film Gibi Hayatlar’ programının bu haftaki konuğu, oyuncu Selçuk Özer oldu. 68 yaşındaki sanatçı, özel televizyonların kurulmasıyla insanların sinemadan uzaklaştığını belirtirken, mesleğin zorluklarından bahsetti.
Karakter analizini çok iyi yaptığını ve gözlemlemeye önem verdiğini belirten Selçuk Özer, “Karakter anahtarı diye bir şey var. Fiziki, ekonomik, sosyal, psikolojik bütün özellikleri bir karakter için hazırlanırken isterseniz yüz sayfa yazabilirim. Karakter ne yer, ne içer, nasıl, hangi durumda, nasıl konuşur, ne yapar, neye sevinir, neye üzülür, sosyal durumu nedir, nereden geldi, çocukluğundan başlarım. Karakter analizini çok iyi yaparım, gözlemlerim. Halk tabakasından geldiğimiz için onları biliyoruz. Çok çabuk hazırlanırım. Her şeyi incelerim” dedi.
“SENARYOYU YOLDA EZBERLEYE ÇALIŞIYORUZ”
Son olarak günlük dizi ‘Hıçkırık’ta rol alan oyuncu, günlük dizilerde senaryo yetiştiremediklerini, sabah sete giderken yolda ezber yapmak zorunda kaldıklarını belirterek, “Senaryo yetiştiremiyorlar. Sabah 8’de alıyorlar bizi, sete gidiyoruz. Yolda ezberlemeye çalışıyoruz. Artık gittiği kadar. Her gün her gün olmuyor. Ön hazırlık yok bizde” şeklinde konuştu.
“HEVES EDENLER VAR AMA KOLAY DEĞİL”
“Oyunculuk çok sıkıntılı bir iş” diyen Selçuk Özer, “Bu işe giren yiyecek, içecek, kirası, elektriği suyu düşünmeyecek. Çünkü bugün var yarın yok. Binlerce genç var. Heves edenler var ama kolay değil” ifadelerini kullandı.
Özel televizyonların kurulmasıyla insanların sinemadan uzaklaştığını dile getiren sanatçı, “Şimdi gençler internette ne ararsa buluyorlar” yorumunda bulundu.
“İLK KOLEKSİYONCULARDANIM”
Koleksiyonerliğe meraklı olan ve iki bine yakın filmin beta kasetlerine sahip olan Selçuk Özer, “1975 yılında, koleksiyonerliğe meraklı olduğumu bilen bir tanıdığım, yerini kapatınca beni çağırdı ve iki bine yakın film seçtim. Belki ilk koleksiyonculardan biriyim. İyi sanatçıları seçmişim. Seviyorum filmlerin bende olmasını çünkü defalarca izliyorum” açıklamasını yaptı.
