MagazinNişantaşı
  • Magazin
  • Yaşam
  • Kültür Sanat
  • Gezi
  • Çevre
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Eğitim
No Result
View All Result
  • Magazin
  • Yaşam
  • Kültür Sanat
  • Gezi
  • Çevre
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Eğitim
No Result
View All Result
MagazinNişantaşı
No Result
View All Result

Obezite bel ölçüsünden belirlenebiliyor

25 Kasım 2021
in Sağlık
Obezite bel ölçüsünden belirlenebiliyor
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşLinkedin'de PaylaşWhatsapp'ta Paylaş

Obezite, tüm dünyada her geçen gün yaygınlaşan ciddi bir sağlık sorunu. Son 40 yıldır tüm dünyada artış gösteren obezitenin birçok farklı sağlık sorununa neden olabildiğini belirten Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Abdulcabbar Kartal, obezite ameliyatları hakkında bilgi verdi.

Obezite, biriken fazla vücut yağının artarak, sağlık üzerinde olumsuz bir etkisi olabilecek seviyeye çıkması nedeniyle oluşan tıbbi bir durumdur. Dünya Sağlık Örgütü tarafından beden kitle indeksi (BKİ) baz alınarak belirlenmiş sınıflamaya göre BKİ 18.5 altında olanlar az kilolu, 18.5 – 24.9 arasında olanlar normal kilolu, 25.0 – 29.9 arasında olanlar fazla kilolu, 30.0 – 39.9 arasında olanlar obez ve 40’ın üzeri olanlar morbid (ciddi) obez olarak sınıflandırılıyor.

Obezitenin değerlendirilmesinde bel çevresi ölçümü de kullanılıyor. Bu doğrultuda erkeklerin bel çevresinin 102 cm’den, kadınların ise 88 cm’den büyük olması şişmanlığın göstergesi olarak kabul edilebilir.

Şişmanlığın en önemli nedeni fazla kalori alımı ve hareketsiz yaşam tarzı

Şişmanlığın en önemli nedeni fazla kalori alımı ve hareketsiz yaşam tarzı

Halk arasında, obezite hastalığının metabolizma hızının düşüklüğüyle ilişkili olduğu yönünde bir kanı olsa da bu aslında nadir görülen bir sebeptir. Şişmanlığın en büyük iki nedeni gereğinden fazla kalori alımı ve hareketsiz yaşam tarzı.

Obezite birçok hastalığın da sebebi

Obezite birçok hastalığın da sebebi

Obezitenin tedavisinde başarılı olmak, gerçekçi hedefler belirlemek ve yaşam tarzı değişikliklerini gerçekleştirmekle mümkündür. Temel amaç; daha az kalori tüketirken, fiziksel olarak daha aktif olup, harcanan kaloriyi arttırma olmalı. Bunun için öncelikle günlük kalori alımı ve fiziksel aktivite miktarı belirlenmeli.

Günümüzün en büyük sağlık sorunlarından biri obezite ve tip 2 diyabetin tetiklediği ‘Metabolik Sendrom’ adıyla karşımıza çıkıyor. ‘Metabolik Sendrom’ ile mücadele adına yapılan tüm çalışmalar ve bu çalışmalarla ilgili analizler, ne yazık ki hastalığın tedavisinde klasik tedavi yollarının yeterli oranda başarı sağlayamadıklarını gösteriyor.

Tüm tedavi yöntemleri ele alındığında elde edilen bilimsel birikim obezite ve tip 2 diyabet tedavisindeki en etkili sonuçların cerrahi müdahalelerle alındığını gösteriyor. Bu yöntemlerin bir bölümü sadece obezitenin tedavisinde değil, tip 2 diyabet ve eşlik eden diğer hastalıkların tedavisinde de etkili ve kalıcı sonuçlar alındığını gösteriyor.

Özellikle son 30 yılda obezite ve tip 2 diyabetin cerrahi tedavisi için geliştirilen birçok yöntem bulunuyor. Zaman içinde bu yöntemlerin bazıları terk edilirken, bir bölümü de etkili uzun dönem sonuçları sayesinde günümüzde de başarı ile uygulanmaya devam ediyor.

Her tedavi yönteminde olduğu gibi cerrahi müdahalelerin de avantajları ve dezavantajlarının olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Abdulcabbar Kartal, cerrahi yöntemlerin kendi içlerinde birbirlerine karşı üstün ya da zayıf oldukları noktaların bulunduğunu belirterek bu yöntemlerden en sık uygulanan 2 yöntem hakkında bilgi verdi.

1) Sleeve Gastrektomi (Tüp Mide) Ameliyatı

1) Sleeve Gastrektomi (Tüp Mide) Ameliyatı

İşlem sırasında midenin yaklaşık yüzde 80’i çıkarılır ve ince bir tüp mide bırakılır. Böylece yenebilecek gıda miktarı ciddi şekilde azaltılır ve erken doyma hissi sağlanır. Bu, ameliyatın kısıtlayıcı etkisidir. Ancak tüp mide ameliyatında çıkarılan mide açlığı tetikleyen Ghrelin hormonunu üreten bölümdür. Bu bölümün çıkarılması iştahı uyaran hormonun kandaki miktarını azaltır ve genellikle iştahın azalmasına neden olur. Bu da ameliyatın aynı zamanda metabolik ve hormonal etkilerinden sorumludur.

Obezite, sadece alınan kalori ve harcanan kalori arasındaki dengesizlikten ibaret olmayıp çok karmaşık bir problemdir. Obezitenin altında birçok hormonal mekanizma yatmaktadır. Sağlıklı bir beslenme sistemi ve egzersizle desteklendiğinde ameliyattan sonraki bir ya da iki yıl içerisinde fazla kiloların yüzde 60-80’inin verilmesi sağlanabilir. Ancak kurallara uyulmadığında ve eski kötü alışkanlıklara dönüldüğünde yeterince kilo verememe, hatta tekrar kilo alma riski de vardır.

2) Laparoskopik gastrik bypass ameliyatı

2) Laparoskopik gastrik bypass ameliyatı

Gastrik bypass hem hacim kısıtlayıcı hem de emilim azaltıcı özellikler içeren kombine bir prosedürdür. Ameliyatın ilk bölümü, midenin üst kısmında yaklaşık 30-35 ml hacminde ufak bir kısmın stapler denen özel cerrahi aletlerle kalan mide kısmından ayrılması ve küçük ve yeni bir mide poşu yaratılmasıdır.

Bu sayede, çok küçük miktarda gıda ile doyma hissi sağlanır. Ameliyatın ikinci kısmı ise ince bağırsakların bypass edilmesidir. Yani midenin kalan kısmı ile bir miktar ince bağırsak atlanır. Bu bölüm mide asidi, safra ve pankreas sıvıları gibi sindirimde rolü olan enzimleri iletme görevine devam eder. Oluşturulan yeni mide kısmı ise ortalama 150-200 cm aşağıdaki bir ince bağırsak segmentine ağızlaştırılır. Yani alınan gıdaların bir kısmı emilmeden atılmış olur.

Diğer obezite cerrahisi yöntemleri gibi gastrik bypass ameliyatlarını da laparoskopik yöntemle, yani karnınızı açmadan, sadece 4 adet milimetrik kesiden girerek gerçekleştiriyoruz. Ameliyat süresi ortalama 2-3 saattir. Elbette bu, anatomiye ve daha önce geçirilmiş ameliyat öyküsüne göre değişebilir. Ortalama hastanede kalış süresi 3-4 gündür. Hastaların çoğu fazla kilolarının yüzde 65-90’ını ilk yıl içinde verirler. Gastrik bypass ayrıca obeziteyle ilişkili yandaş hastalıkların tedavisinde de mükemmel sonuçlar sağlar. Bunların başında Tip 2 diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi, yüksek kolesterol ve asid reflüsü gelir. Tüm diğer ameliyatlarda olduğu gibi, burada da hastalar sağlıklı beslenme kuralları ve düzenli egzersiz gibi önerilerimize uymadıklarında kilo kaybı yavaşlayabilir ve hatta tekrar kilo alımı görülebilir.

Previous Post

Eski çalışanlarından Bill Gates’e: Zorba ve kadın avcısıydı

Next Post

Prof. Dr. Mehmet Levent Kurnaz: 2100 yılında Antalya’nın iklimi aynen Kahire gibi olacak

Bahar aylarında sağlıklı ve rahat bir hamilelik geçirebilmek için 10 öneri
Sağlık

Bahar aylarında sağlıklı ve rahat bir hamilelik geçirebilmek için 10 öneri

9 soruda Parkinson hastalığına dair tüm merak edilenler
Sağlık

9 soruda Parkinson hastalığına dair tüm merak edilenler

Erken menopoz gebe kalmaya engel değil
Sağlık

Erken menopoz gebe kalmaya engel değil

Testis kanserinde kimler risk altında?
Sağlık

Testis kanserinde kimler risk altında?

Genital siğiller ile bağışıklık arasında nasıl bir bağlantı var?
Sağlık

Genital siğiller ile bağışıklık arasında nasıl bir bağlantı var?

Omurga sağlığı için 7 kolay ev önerisi
Sağlık

Omurga sağlığı için 7 kolay ev önerisi

Next Post
Prof. Dr. Mehmet Levent Kurnaz: 2100 yılında Antalya'nın iklimi aynen Kahire gibi olacak

Prof. Dr. Mehmet Levent Kurnaz: 2100 yılında Antalya'nın iklimi aynen Kahire gibi olacak

No Result
View All Result

Son Yazılar

  • AVRUPA İŞ DÜNYASI ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULUYOR
  • Ceyda Düvenci’den psikolog itirafı
  • Alec Baldwin’in katil olduğu sette film yapımcılarına ceza
  • Alec Baldwin’in katil olduğu sette film yapımcılara ceza
  • Behzat Uygur’un isyanı! Takipçisini ifşa etti

Son Yorumlar

    MagazinNişantaşı

    Güncel ve son dakika magazin haberleri televizyon dünyasından haberler ünlülerin hayatından dedikodular anlık gelişmeler ve magazin haberleri için tıklayın

    En Son Haber

    AVRUPA İŞ DÜNYASI ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULUYOR

    AVRUPA İŞ DÜNYASI ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULUYOR

    © 2021 - Tüm Hakları Saklıdır.

    No Result
    View All Result
    • Magazin
    • Yaşam
    • Kültür Sanat
    • Gezi
    • Çevre
    • Sağlık
    • Teknoloji
    • Eğitim

    © 2021 - Tüm Hakları Saklıdır.