Vakaların artışıyla yeni bir küresel salgın olarak kabul edilen ‘maymun çiçeği hastalığı’ günümüzde Afrika dışında ilk kez bu sıklıkta görülüyor. Prof. Dr. Demet Can, maymun çiçeği hastalığında ateş, halsizlik, baş ağrısı, titreme, lenf bezlerinde büyümenin yanı sıra döküntülerin olduğunu ancak bu döküntülerin alerjik döküntülerden farklı olarak sıkça avuç içi ve ayak tabanlarında yoğunlaştığına dikkati çekti.
Afrika dışında ilk kez bu sıklıkta görülüyor
Monkeypox virüsünün neden olduğu bu hastalık 1958’de maymunlarda, 1970’te ise insanlarda tanımlandı. O günden bu yana Kongo, orta ve batı Afrika’da endemik olarak bulunuyordu. Günümüzde ise farklı olarak Afrika dışında ilk kez bu sıklıkta görülüyor, insandan insana geçebiliyor ve hastaların çoğunun Afrika ülkelerine yapılan seyahatlerle hiçbir ilgisi yok. Ölüm oranı ise Afrika’da verilerin ışığında yüzde 1-10 olarak bildiriliyor. Çiçek aşısının %85 etkinlik oranıyla maymun çiçeği virüsüne karşı koruyucu olduğu bilinmekte. Salgının ortaya çıkmasında çiçek aşısının artık uygulanmaması, ormanların azalması, iklim veya demografik değişiklik gibi faktörler suçlanıyor.
Kuluçka süresi 7 ila 14 gün ancak 5-21 gün arasında değişebiliyor
Maymun çiçeği virüsünün nasıl bulaştığını aktaran Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Demet Can, “Maymun çiçeği virüsü insandan insana soluk havasındaki damlacıklar ve hastanın deri lezyonlarına doğrudan temas ile bulaşıyor. Cinsel ilişki sırasında vücut sıvılarıyla doğrudan temas yoluyla da bulaşabildiği biliniyor. Bulaştıktan sonra hastalığın ortaya çıkması yani kuluçka süresi 7-14 gün ancak 5-21 gün arasında değişiyor” şeklinde konuştu.
Maymun çiçeğinin alerjik döküntülerden ayırabilecek belirtilerine dikkat çeken Prof. Dr. Demet Can şu açıklamayı yaptı: