Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog İpek Erol, kanser teşhisinin hastalarda yarattığı ruhsal tesirleri ve ruhsal dayanağın tedavi sürecindeki değerini anlattı.
Kanser tanısı, vücudu ve ruhu sarsan bir deneyim!
Kanser tanısı almanın, insanın hayatını sadece bedensel değil ruhsal manada da sarsan bir tecrübe olduğunu lisana getiren Uzman Klinik Psikolog İpek Erol, “Kişinin hayatındaki pek çok alanın yine yapılanmasıyla birlikte en temel inanç sistemleri de değişir.” dedi.
Tanı konulduğunda, birçok hastanın birinci anda ağır bir şok, endişe, inkar ve çaresizlik hissettiğini tabir eden Erol, “Bu süreçlerde birden fazla hastanın zihninde beliren yaygın otomatik niyetler ‘artık eskisi üzere olamayacağım’ ya da ‘bunu hak ettim’ üzere yıkıcı olumsuz inançlardır. Bu niyetler, kişinin geleceğe dair umudunu ve denetim hissini zayıflatır. ‘Neden ben?’ sorusu zihinde yankılanırken, mevt korkusu, belirsizlik, bedensel denetimin kaybedilmesi ve toplumsal rollerin değişmesi üzere faktörler duygusal yükü artırır.” formunda konuştu.
Psikolojik dayanak, hastanın duygusal yükünü hafifleterek, tedaviye ahengini artırıyor!
Bu süreçte hastaların ekseriyetle anksiyete, depresyon, öfke patlamaları, uyku bozuklukları, dikkat dağınıklığı, ümitsizlik ve toplumsal izolasyon üzere ruhsal belirtiler yaşadığına dikkat çeken Erol, “Bu noktada ruhsal takviyenin devreye girmesi, hem duygusal yükün hafiflemesi hem de tedavi sürecine ahengin artması açısından kritik bir değer taşır.” dedi.
Bilimsel dataların, ruhsal takviyenin ömür kalitesini artırdığını, bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ve tedaviye ahengi arttırdığını ortaya koyduğunu kaydeden Erol, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Ruhsal olarak yeterli hisseden bir hastanın, kemoterapi ve radyoterapi üzere kuvvetli tedavi süreçlerine daha sağlam olduğu gözlenmiştir. Klinik tecrübelerde de sıkça görüldüğü üzere, psikoterapi takviyesi alan hastalar yan tesirlerle daha düzgün baş edebiliyor. İlaçlarını sistemli kullanıyor ve hastalığa karşın günlük hayat aktivitelerine devam edebiliyor. Ruhsal takviyenin tesiri, beynin gerilim ve bağışıklık sistemleri ortasındaki temasla da açıklanabilir; zira yüksek gerilim, kortizol seviyelerini artırarak bağışıklık sistemini zayıflatırken, duygusal dengeyi korumak bu biyolojik mekanizmayı da olumlu tesirler.”
Psikoterapi, hastaların denetim edilebilir istikametlere odaklanmasını sağlar!
Psikoterapinin kanser hastalarında sıkça görülen olumsuz otomatik niyetleri fark etmeyi ve yine yapılandırmayı hedeflediğine değinen Uzman Klinik Psikolog İpek Erol, “Yani yıkıcı inanışlar yerine hastalığın denetim edilebilir istikametlerine ve ömrün hala sürdürülebilir bedellerine odaklanma sağlanır.” dedi.
Kabul ve Kararlılık Terapisinin (ACT) ise hastalığın getirdiği belirsizlik ve acı karşısında duygusal kabul geliştirmeye, kişinin hayatına mana katan bedellere tekrar yönelmesine yardımcı olduğuna işaret eden Erol, “Mindfulness temelli yaklaşımlar, kişinin şu ana odaklanmasını ve vücudunda olan değişimlerle savaşmak yerine onlarla birlikte var olmayı öğrenmesini dayanaklar. Bu sayede korku seviyesi azalır, duygusal regülasyon artar ve ömür kalitesinde besbelli bir güzelleşme gözlenir.” açıklamasını yaptı.
Ruh sıhhati desteklenmeden yapılan bir tedavi, eksik kalır!
Psikolojik dayanağın sadece ferdî terapiyle sonlu olmadığını hatırlatan Uzman Klinik Psikolog İpek Erol, “Grup terapileri, sanat terapisi ve aileye yönelik psiko-eğitim programları da büyük değer taşır.” dedi.
Grup terapilerinin, hastaların emsal tecrübelerden geçen şahıslarla paylaşım yapmasını sağlayarak yalnızlık hissini azalttığını ve umut hissini güçlendirdiğini vurgulayan Erol, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Sanat terapisi, hastalığı kelama dökmenin sıkıntı olduğu durumlarda hislerin söz edilmesine imkan tanır. Aileye verilen psiko-eğitim ise hastanın yakın etrafının de sürece şuurlu ve destekleyici formda katılmasını sağlar. Zira kanser sadece bireyi değil, ailesini ve toplumsal etrafını de etkileyen bir krizdir.
Kanserle başa çıkmak, hastalığı yenmek kadar, yine yaşama tutunmayı, yine umut etmeyi öğrenmektir. Ruh sıhhati desteklenmeden yapılan bir tedavi, eksik kalır. Zira insan sadece vücuttan ibaret değil; düzgünleşme de sadece tıbbi değil, tıpkı vakitte ruhsal bir süreçtir.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
