İzmir’in Ödemiş ilçesine bağlı Lübbey köyü, yaklaşık 30 yıl önce elektrik ve geniş tarım arazisi olmaması nedeniyle terk edilmeye başlandı. Köyünden ayrılmayanlar ise zaman içerisinde hayatını kaybetti. Uzun bir süre sadece 5 ihtiyarın yaşadığı Lübbey’in nüfusu, korona virüs salgını sonrası 8’e çıktı.
İzmir Ödemiş’te sadece 5 kişinin yaşadığı Lübbey köyünün nüfusu, pandemi sonrası 8’e çıktı. Eski evleri ve boş sokakları ile dikkat çeken köy, Youtuber’ların da uğrak yeri oldu. Gece saatlerinde gençlerin köye gelerek “paranormal” videolar çektiğini belirten köy sakini Mehmet Güler, “Köyümüzün turizme kazandırılmasını istiyoruz ancak burada çekilen videolarla köyümüz korkunç bir köymüş gibi gösteriliyor” dedi.
PARANORMAL OLAYLARIN YAŞANDIĞI İDDİASI
Issız görüntüsü ile dikkat çeken köy sit alanı ilan edilirken, Lübbey sakinleri köylerinin turizme kazandırılmasını istiyor. Ancak Lübbey sakinlerinin şu sıralar en büyük sorunu, köye gelen Youtuber’ların Lübbey’i lanse ediş şekli. Özellikle gece saatlerinde köye gelerek bazı eski evlerin içine sprey boya ile çeşitli şekiller çizen Youtuber’lar, Lübbey’de paranormal olayların yaşandığı iddiasıyla çeşitli videolar çekiyor.
Ödemişli Mimar, Prof. Dr. Ülkü Altınoluk, Ödemiş’in Lübbey (Lütbey) Yaylası’ndaki tarihi köyün, tamamen yıkılmadan ele anılması ve geleceğe aktarılması gerektiğini söyledi.
Lübbey köyünün hem doğal hem de tarihsel-arkeolojik değer olarak üzerinde çalışılması, araştırılması ve değerlendirilmesi gereken önemli bir miras olduğunu belirten Altınoluk tarihi köyle ilgili şunları söyledi. “Burası daha fazla yıpranmadan hızla ele alınmalı, gerektiğinde devlet ve vakıf üniversitelerinin mimarlık, tarih ve arkeoloji bölümlerinden destek istenerek belgeleme çalışmalarına ve yüzey araştırmalarına başlanmalıdır. Bizim yirmi yıl önce gördüğümüz ve belgelediğimiz köy ile günümüz arasında önemli kayıplar bulunmaktadır. Ödemişli araştırmacı ve yazarların, belediye başkanı Bekir Keskin’in yazdıkları ve birikimleri değerlendirilmelidir. Belediye danışmanı Ali Türer’in estetik bakış açısı ve görevi, Ödemiş için bir şanstır. Bütün bu birikimlerin bir araya gelerek proje ve projeler oluşturulması halinde Ödemiş; cumhuriyetin o ışıklı ilk zamanlarındaki gibi olacaktır kanısındayım.
ANTİK DÖNEMDEN KALMA
Yaylanın çok eski tarihlere dayanan bir geçmişinin olduğunu söyleyen Emekli tarihi öğretmeni Behiç Galip Yavuz köyün tarihi ile ilgili şu bilgileri verdi: “Lübbey yaylasında Hellenistik dönemden kalma kalıntılar bulundu. 1894’de yaylaya gelen araştırmacı Karl Buresch, yörede yapılacak arkeolojik bir araştırma ve kazının önemli bulguları gün yüzüne çıkaracağını belirtmiştir. Lübbey’in antik dönemde bir yerleşim birimi olduğunu vurgulayan en önemli kanıtlar antik mezarlardır. Yörede modern Çamyayla köylülerinin tarım çalışmaları sırasında rastlantıyla buldukları seramik kaplar, taş yazıtlar, madeni sikkeler yörenin yerleşim birimi olduğunun diğer kanıtlarıdır. Bozdağ’ın eteğindeki Üzümlü Köyü’nden Lübbey yaylasına çıkarken ’Manastır’ denilen bir yer bulunur. Bu ören yerinin Byzans döneminden kalma olduğunu söyleyebiliriz.”
OSMANLI’DA EŞKİYA SIĞINAĞI
Yaylanın Osmanlı imparatorluğu döneminde eşkiyalar için stratejik bir önem taşıdığını söyleyen Yavuz, “Osmanlı döneminde Lütbey yaylasındaki eski köyde yaşayanlar Ödemiş yöresinde rastlanılmayacak özgünlükte bir yerleşim tasarı uyguladılar. Taş, kerpiç ve çamur sıva strüktürden oluşan evler yanyana bitişik düzende oluşturulmuş ve dış yüzlerine pencere, kapı delikleri pek açılmadığı için neredeyse ufak bir kale görünümü ortaya koymuştur. Köyün içinde evler arasındaki yollar bir eşek ya da beygir arabasının sığamayacağı darlıktadır. Kimi evlere birbirinden geçilebilmektedir. Güvenliğin kıt olduğu bir dönemde, güvenlik düşünülerek tasarlanmış bu köy, Anadolu’nun tarihi geçmişinde bu anlamdaki kimi yerleşimlere benzerlik gösterir. Lübbey eskiden “Eşkıya Köyü” olarak bilinirdi. Bu adı, Lütbey’den çok eşkıya çıkmasından değil, ovada olay çıkarmış eşkıyaların hızla bu köye çekilerek geceyi savunma kolaylığı olan Lübbey’e sığınarak geçirmelerinden almıştır. Köyün bu yerleşim tasarının en kötü yanı bir yangın çıkması durumunda bitişik evleri ve dar sokakları ile korunaksız oluşudur. Çıkacak bir yangın köyü bir uçtan, öbür ucuna yakıp geçebilir. Lütbey köylüleri şimdilerde Çamyayla Köyü’nde güvenlik içinde yaşıyorlar. Eski köyde yalnızca birkaç aile kaldı. Yöremizde, üstelik bölgemizde kolay rastlanılmayacak ilginç bir yerleşim biçimine sahip eski Lütbey köyü yapılarının hızla koruma altına alınarak yaşatılması zorunludur.”