Bütün tarihi ve görkemiyle İstanbul Resim Heykel Müzesi yeniden hayatımızda.
Ekim 2022’de ikinci kez açılışı yapılan müze “Ulusal Koleksiyonu” en doğru biçimde korumak ve topluma sunmak için modern teknolojiyle inşa edilmiş binasında, 34 sergi salonuyla karşılıyor bizi. Antrepo 5/ binasının müze formatına uygulayan mimar Sedad Hakkı Eldem’in tasarımı ve Emre Arolat’ın projesiyle İstanbul Ulusal Resim Heykel Müzesi; en modern teknikle donatılmış eser deposu, kütüphane, kalıcı sergi salonları, geçici sergi galerisi, mağaza, konferans salonları, kafe, ofis ve atölyeleriyle 6250 metrekare sergi alanı üzerinde yükseliyor. Müze koleksiyonunu oluşturan eserlerin sergilenmesi; eşzamanlı, kronolojik, tematik olarak düzenlenerek yeni müze binasının üç katında yer alıyor. Osman Hamdi kalıcı retrospektif sergisi ise müze binasının merkez noktası gibi.
Çok kısa 200 yıllık bir geçmişi olan Türk Plastik Sanatı örneklerini kuşatan “Ulusal Koleksiyon”u yenilenmiş bir alanda yeniden izlemek son derece zenginleştirici.
19. yüzyıl de Batı’da müzecilik hareketinin başladığı zaman dilimidir. İngiltere’de 1683’te kurulan Ashmolean ilk Batı sanat müzesidir. Yanı sıra Fransa’da Louvre ve yine İngiltere’de British Müzesi 17. yüzyılın ortalarında kurulur.
Gerçekte Batı uygarlığı müze hareketini fikir olarak Doğu uygarlıklarından aldı. Batı’nın önemli özelliği, bir ideayı, bir kavramı sistematize etme yeteneği Doğu’da hiçbir zaman yaşanmadı. Dünyada ilk sanat müzelerinin Doğu’da Mezopotamya’da kurulduğunu biliyoruz. MÖ 12. yüzyılda Mezopotamya’da Elun Sarayı müzesi Kraliyet tabletlerini sergiliyordu. Ennigaldi Müzesi ise MÖ 6. yüzyıl de Babil’deki değerli eşyaların mekânı olarak inşa edilmişti.
Ülkemizde de 20. yüzyıl ortalarında açılan Resim Heykel Müzesi gibi; Bizans eserleri sanat müzesine, Doğu Roma eserleri müzesine, Çağdaş Sanatlar müzesine acil gereksinimimiz var. Estetik imge bireylerin bilincini yükseğe çekerek uygarlaşmasını gerçekleştirir. İmge istek ve taleptir.
Rektör Handan İnci ve müze müdürü Hasan Karakaya’nın yoğun çabalarıyla gerçekleşen müzecilikte “Yenilenme Hareketi”nin devamını, müze koleksiyonuna yeni eserlerin katılmasını, anlamlı solo ve karma sergilerle zenginleşmesini, ressamlarımıza, heykeltıraşlarımıza gerçek anlamda sahip çıkılmasını yürekten diliyorum. Sanatın toplumu ileri bilinç düzeyine taşıdığına inanıyorum.