Sevilen şarkıcı Işın Karaca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, yaklaşık iki yıldır Alopeci Universal (AU) tedavisi gördüğünü açıkladı.
Instagram’dan saçlarının olmadığı bir fotoğrafını paylaşan Karaca, “Gördüğünüz üzere saçım yok, kaşlarım yok, kirpiklerim de, hatta vücudumun hiçbir yerinde kıla dair bir şey yok. Bugüne kadar verdiğim lazer epilasyon paralarına yazık” ifadelerini kulllandı.
Karaca’nın açıklaması şu şekilde:
“Gördüğünüz üzere saçım yok, kaşlarım yok, kirpiklerim de, hatta vücudumun hiçbir yerinde kıla dair bir şey yok. Bugüne kadar verdiğim lazer epilasyon paralarına yazık. Siz bilmeden ben neler atlatmışım. Siz bilmeden en zor günümde bile peruk takıp şarkılarını bangır bangır söyledim. Çünkü hayat bunu gerektiriyordu. Saklamak artık daha zor gelmeye başladı hastalıktan. Paylaşma sebebim bu. En son sevgilin nuru arayıp, sorgulayanlar olmuş. Ben hep bir umutla saçlarım geri gelecek diye beklerken hastalık bu noktaya gelince benim uzun bir süre kel kalacağımı anlayınca yükü hafifletmem gerekiyordu.
Hayır arkadaşlar kanser tedavisi görmüyorum. Hastalığımın adı Alopeci Universal (AU), kısaca saç kıranın son evresi. Hemen bunu söylemem gerekir ki ortalığı kimse karıştırmasın. Kemoterapi tedavisi gören herkese Allah acil şifa versin. Amacım asla hastalık kıyaslamak değil. Herkesin yaşadığı kendine zaten zor. Benimkisi ise iki yıldır süregelen bir yaşam.
Hikayem çok uzun ama bir o kadar kısa. İyi okuyun. İlk aşıdan bu yana kafamda minik minik yaralar oluştu. Alerji mi dedik, 10 doktor gezdim. Değilmiş! Endokrinolojiye bağlı bir durum mu dedik, o da değilmiş.
Sıra geldi ikinci aşıya. Aşıdan 2 hafta sonra o minik minik yaralar saçlarımla beraber döküldü. Biz o arada Emir’le saç modelleri üretmek için kuş tutuyoruz… Takma, yapıştırma, kelleyi boyama. Ne ararsan yaptık.
Haydi ben bunun üstüne bir de Covid oldum mu! O minik minik dökülen saçlar bir anda para para döküldü. Baya Alopcia Areta olmuşum.”
“SEVDİKLERİMİN CENAZESİNE BİLE GİDEMEDİM”
“İkinci kez Covid geçirdiğimde dökülen para para bölgeler iyicen açıldı. Örtmek artık imkansız olmuştu. Ve ben içime kapanıp kimseyle görüşemedim.. Çünkü anlatamadım. En sevdiklerimin cenazesine bile gidemedim. Millet beni asosyal zannediyor, halbuki kendimle savaşıyorum o arada. Her şeyi konuşabilen kadın kendince sustu.
Bu arada sürekli tedavi görüyorum. Kafama yediğim iğne sayısını, yuttuğum akıllı ilaçların miktarını unuttum. Hiçbiri fayda göstermedi. 2 Ocak 2023’te hem Covid hem influenza geçirdim, inanılmaz bir kombo!
Hiç tavsiye etmem.
Saç kıranı stres de tetikliyor tabi ki. 6 Şubat 2023 de yaşadığımız hüzün ve üzüntü sanırım işin tuzu biberi oldu. 10 Mart gecesi saçlarım, kökleri ile birlikte komple söküldü, kalanı da Mia’ya kestirdim. Ve biz ailecek iyileşme sürecine başladık.
Önce kabul sürecini atlatmamız gerekiyordu. Zaman zaman can hala benim canım yanmasın diye konuşmamı istemese de bu hastalığa da farkındalık yaratmak lazım diye düşünüyorum..
Bu yaşadıklarımdan ötürü kimseyi suçlamıyorum. Ne de olsa bu bir otoimmün hastalığı .
Haşimato tiroit hastalığım var ve takriben 28 yıldır hepinizin önünde yaşadığım kilo sorunlarıyla alakalı zaten şahitsiniz. Kısacası altta yatan bağışıklık problemlerim vardı
Ben hayatım boyunca kimseden hiçbir şey saklamadım. Ama sanırım artık saklamaktan yoruldum. Haaaa, ben yine peruk takacağım. Belki de hayatımın sonuna kadar takacağım. Kirpiklerim kaşlarım belki bir daha hiç çıkmayacak. Hep takma ile gezeceğim. İnan bunların hiç bir önemi yok artık. Asla kötü saç günüm yok.”
“BAŞTA İNANILMAZ ŞOK YAŞADIM”
“Canım sarı isterse sarı. Esmer istersem oh ne ala. Bu arada kendim için hiç üzülmedim. Başta inanılmaz bir şok yaşadım. Saklama telaşı evet ama üzüntü hayır! Mia da üzülmüyor artık.
Arkadaşlarını bize çağırırken, ‘Anne Hayriye’yi tak’ diyor çocuk. Bulaşıcı bir hastalığım yok. Enerjim gayet yerinde. Fiziksel hastalığım sıfır.
Yani çok sevinmeyin kötüler, ben hala bangır bangır şarkı söylüyorum ve söylemeye devam edeceğim. Bu dönemi yine müzik yaparak atlattım. Yaşadığım bütün duyguları 14 parçalık kocaman bir albüme sığdırdım.
En büyük dayanağım yine sevdiğim insanlar.
Can’ım…
annem…
Nur’um…
Gerçek dostlarım
ve tabii ki evlatlarım…
Ben bu yaşananları bir sınavın olarak da adlandırmıyorum!
Pandemi boyunca aslında bize anlattıklarının bir parçası benim yaşadığım…
Bu arada anne Şeniz Büyükkaraca kafatasımın şeklini yapmak için neler yaptın acaba? İnanılmaz bir emek.
Dostlar…Canlar… Sağlığınıza ve sevdiklerinize iyi bakın…Beni de sağda solda kel görürseniz şaşırmayın. Yaralandığım yerden güçlendim. Varsa bu işin bir tedavisi elbette ben onu bulurum. Yoksa da benim canım sağ olsun. Ben yine aynı Işın Karaca’yım.”