Hava astsubayı, araştırmacı-yazar Mustafa Kılıç, Ankara’da ‘Havada İz Bırakanlar; Sabiha Gökçen’ adlı sergisini açtı. Kılıç, sergilerine çeşitli illerde devam edeceğini belirterek THK’nin gelişmesi için elinden gelen çabayı gösterdiğini dile getirdi.
Haber : MERVE GÜVEN Kamera: EYLEM LADİN DEĞER
Hava astsubayı, araştırmacı-yazar Mustafa Kılıç, “Havada İz Bırakanlar; Sabiha Gökçen” adlı sergisini Ankara’da açtı. Kılıç, sergilerine çeşitli illerde devam edeceğini belirterek “THK’yi tanıtmak, ilk yıllardaki misyonuyla havacılığı tanıtmak, sevdirmek, o alanda Türk havacılığının gelişmesi için ben de kendi çapımda katkı sağlamaya çalışıyorum” dedi. THK’nin gelişmesi için elinden gelen çabayı gösterdiğini dile getiren Kılıç, “Yaklaşık 20-22 yıldan beri artan bir ivmeyle THK kan kaybetmeye devam ediyor. Keşke THK ticari kaygılardan uzaklaşsa yine 1935’lerdeki misyonuna; havacılığı sevdirmek, havacı gençlik yetiştirmek adına sportif havacılığa ağırlık vermesinde fayda var diye düşünüyorum. Kurum maalesef kötü yönetildi. Toparlanması biraz zor gibi gözüküyor. Umarım daha güzel günleri THK görür” diye konuştu.
Hava astsubayı, araştırmacı-yazar Mustafa Kılıç, ağırlıklı olarak Türkiye’nin ilk kadın pilotu Sabiha Gökçen‘in fotoğrafları ile havacılıkla ilgili kuramsal dergiler, belgeler, fotoğraflardan oluşan “Havada İz Bırakanlar; Sabiha Gökçen” adlı sergisini dün Cumhuriyet Gazetesi’nin Ankara’daki Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde açtı. Kılıç, sergi açılışından önce Türk havacılık tarihine ilişkin konferans da düzenledi. Konferansta Kurtuluş Savaşı’nda kullanılan uçaklardan bahseden Kılıç, Türkiye’nin ilk kadın pilotlarından biri ve dünyadaki ilk kadın savaş pilotu olan Sabiha Gökçen‘in hayatını ve başarılarını da anlattı.
Kılıç, sergiyi açma amacını, Türk Hava Kurumu’nun (THK) şu andaki yapısına ilişkin düşüncelerini ANKA Haber Ajansı’na anlattı. Kılıç, şunları dile getirdi:
“46 yıllık havacıyım. 30 yıl kadar hava kuvvetlerinde görev yaptım. Sonrasında Türk Hava Kurumu’na döndüm. THK Müzesi’nin kurucuları arasında yer aldım. THK’nin matbaasının müdürlüğünü yaptım. Emekli olunca da kendimi havacılık tarihi üzerine araştırmalara verdim. Asker kökenli olmama rağmen sivil havacılıkla, THK ile, tarihiyle ilgili şu an 10’uncu kitabı hazırlıyorum.
“ESKİ HAVACILARIMIZI TANITMAK, ONLARIN MİSYONUNU DEVAM ETTİRMEK ADINA BÖYLE BİR NİYETLE YOLA ÇIKTIK”
THK’yi tanıtmak, ilk yıllardaki misyonuyla havacılığı tanıtmak, sevdirmek, o alanda Türk havacılığının gelişmesi için ben de kendi çapımda katkı sağlamaya çalışıyorum. Aslında bu bir sergiler ve konferanslar dizisi olacak. Birinci etabı Ankara’da yaptık çünkü Sabiha Gökçen sembol bir havacı, kadın havacı. Ankara’da yaşadığı için Atatürk’ün de kızı olduğu için Ankara’da ilk sergiyi başlattık. İkinci sergimizi Adana’da yapacağız gene ‘Havada İz Bırakanlar’ mantığıyla. Adana’nın çok önemli iki havacısı var; Türkiye’nin ilk kadın akrobasi pilotu Edibe Subaşı ve THK’nin yetiştirdiği uluslararası çapta madalyalar sahibi şehit Avni Aykın Adanalı. Sonra İstanbul’da Vecihi Hürkuş, Eskişehir’de Abdülhalim Canko, Bursa’da Emrullah Ali Yıldız gibi eski havacılarımızı tanıtmak, onların misyonunu devam ettirmek adına böyle bir niyetle yola çıktık.
“BUNLARI DA İLERİDE BİR MÜZEYE BAĞIŞLAMAYI DÜŞÜNÜYORUM”
Ben 1977’den beri havacılığın içerisindeyim, o yıllardan beri kitaplar okudum. Özellikle sahaflardan, antika pazarlarından havacılıkla ilgili bütçeme uygun olanları almak kaydıyla biriktirdim. Bunları da ileride bir müzeye bağışlamayı düşünüyorum. Buradaki konsept de THK Müzesi müdürüyken ya da kurucuları arasında ben varken birçok eski havacının kendisiyle, onların çocuklarıyla tanıştım. Onlardan elde ettiğim bilgi belgeleri hep dijital ortamlara aktardım, onları da kitaplara dönüştürerek devam ediyorum. Buradaki sergide de ağırlıklı olarak Sabiha Gökçen fotoğraflarına ağırlık verdik ama yine kuramsal dergiler, belgeler, fotoğraflar sergimizde yer alıyor.
“YAKLAŞIK 20-22 YILDAN BERİ ARTAN BİR İVMEYLE THK KAN KAYBETMEYE DEVAM EDİYOR. KURUM MAALESEF KÖTÜ YÖNETİLDİ”
Ben THK’nin gelişmesi açısından yanlış bulduklarımı kendilerine aktarmaya çalışıyorum. Ben biraz sakıncalı havacı oldum diye düşünüyorum, beni THK şu sıralar pek sevmiyor. Zaten yaklaşık 20-22 yıldan beri artan bir ivmeyle THK kan kaybetmeye devam ediyor. Keşke THK ticari kaygılardan uzaklaşsa yine 1935’lerdeki misyonuna; havacılığı sevdirmek, havacı gençlik yetiştirmek adına sportif havacılığa ağırlık vermesinde fayda var diye düşünüyorum. Kurum maalesef kötü yönetildi. Toparlanması biraz zor gibi gözüküyor. Umarım daha güzel günleri THK görür.”