Lenfoma, her geçen yıl görülme sıklığı artan ve erkeklerde 7’inci, bayanlarda ise 8’inci en sık görülen kanser tipi olarak öne çıkıyor. Hodgkin ve Hodgkin dışı lenfoma olmak üzere iki ana kümeye ayrılan bu hastalık, bilhassa lenf bezlerinde şişlik, yüksek ateş, yorgunluk, istemsiz kilo kaybı ve gece terlemeleri ile belirti veriyor. Hastaya özel olarak planlanan tedavi seçenekleriyle lenfomanın tedavi edilme oranı artabiliyor. Memorial Şişli Hastanesi Hematoloji ve Kemik İliği Nakli Merkezi’nden Prof. Dr. Mutlu Arat, “15 Eylül Dünya Lenfoma Farkındalık Günü” kapsamında lenfomanın nedenleri, belirtileri ve aktüel tedavi formülleri hakkında bilgi verdi.
Lenfoma; Yavaş, Agresif ve Çok Agresif Olarak 3’e Ayrılıyor
Lenfoma, bağışıklık sisteminin bir modülü olan lenfatik sistemin kanseri olarak tanımlanıyor. Lenfosit ismi verilen beyaz kan hücrelerinin olağandışı çoğalmasıyla gelişen bu hastalık, seyir özelliklerine nazaran de sınıflandırılıyor:
- Yavaş tip lenfoma: Çoklukla yaşlılarda görülüyor, yavaş ilerliyor ve birtakım durumlarda çabucak tedavi başlanmıyor, takip ediliyor.
- Agresif lenfoma: En sık görülen tipi “Büyük B Hücreli Lenfoma” olup, 40-50 yaş kümesinde daha sık görülüyor. Kesinlikle tedavi edilmesi gerekiyor ve çoğunlukla tedaviye olumlu karşılık veriyor.
- Çok agresif lenfoma: Süratle ilerleyerek lösemiye dönüşebiliyor.
Bu Belirtilere Dikkat!
Lenfomanın en bilinen belirtisi lenf bezlerinde ağrısız şişlik olsa da öteki şikayetlerle de ortaya çıkabiliyor. Öne çıkan belirtiler şunlardır:
- Yorgunluk ve istemsiz kilo kaybı
- Yüksek ateş ve gece terlemeleri
- Nefes darlığı
- Ciltte geçmeyen kaşıntı
- Dalakta büyüme
- Kemiklerde ağrı
Tedavi Bireye Özel Planlanıyor
Lenfomanın tedavisinde, hastalığın tüm bedeni etkileyen yapısı göz önünde bulunduruluyor. Çoğunlukla kemoterapi, kimi durumlarda ise kemoterapi ile radyoterapi birlikte uygulanıyor. Tedavi yaklaşımı, hastalığın alt tipine ve seyrine nazaran belirleniyor.
Kök Hücre Nakli ile Muvaffakiyet Oranı Artıyor
Bazı lenfoma hastalarında tedaviye karşın nüks görülebiliyor. Bu durumda kök hücre nakli değerli bir seçenek olarak öne çıkıyor.
- En sık tercih edilen formül otolog nakil olup, hastanın kendi kök hücreleri kullanılıyor.
- Tedavinin yetersiz kaldığı durumlarda ise allojenik nakil (donörden alınan kök hücrelerle) yapılabiliyor. Yeni bağışıklık hücreleri, kanserli hücreleri yabancı husus olarak algılayarak onlarla savaşabiliyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
