MagazinNişantaşı
  • Magazin
  • Yaşam
  • Kültür Sanat
  • Gezi
  • Çevre
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Eğitim
No Result
View All Result
  • Magazin
  • Yaşam
  • Kültür Sanat
  • Gezi
  • Çevre
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Eğitim
No Result
View All Result
MagazinNişantaşı
No Result
View All Result

Edebiyatın gücüyle adalet çağrısı

12 Haziran 2022
in Kültür Sanat
Edebiyatın gücüyle adalet çağrısı
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşLinkedin'de PaylaşWhatsapp'ta Paylaş

Tanguy Viel’in NDS Edebiyat Ödülü’nü kazanan romanı “Ceza Kanunu 353. Madde” bir cinayetin bireysel ve toplumsal panoraması. Okuru suçun tanımını sorgulamaya davet eden yazar, “Edebiyat üzerinden adaletin tesis edilmesi için bir çağrı yapıyoruz” diyor.

Çok bıçak sırtı bir konuya parmak basıyorsunuz. Bir cinayetin arka planında katilin sesine kulak veriyoruz. Neydi sizi bu hikâye için tetikleyen?

Bu roman yorgun ve aşağılanmış bir insanın sesinden yola çıktı. Gölgede bırakılmış bir kişinin hayata dair şikâyetlerinden başlamak istedim. Sonra içindeki düğüm gelişmeye başladı. Bu toplumsal bir roman. Bizim için çok sarsıcı olabilecek olayları romanın anlatıcısı üzerinden sunmaya çalışıyorum. Bir bakıma bütün bu şiddetin, baskının aynı zamanda aşağılanmanın bir sonucu olmaya; kendimi katilin yerine koyarak olayın tamiri için gerekçeler sunmaya gayret ediyorum.

Kermeur ve Lazanec; ezilen ve ezenin, güçlü ve zayıfın sembolleri. İkisi de gün sonunda bir değerler çatışması yaşıyor… Arka planda ise hepimizin çatışmalarla yaşadığı bir dünya var.

Genel olarak iki farklı toplumsal prototip sunmaya çalışıyorum. Baskı yapanla baskıya maruz kalanı, kuvvetliyle ezileni temsil etmeyi önemsiyorum. Tam olarak karikatür diyemeyeceğim ama belli bir toplumsal arketip sunuyorum. Tezat oluşturabilecek arketiplerle arasındaki güç dengelerini sorguluyorum. Aynı zamanda psikolojik bir soruyu gündeme getiriyorum; baskı kuranın düşünceleri neler? Diğer taraftan baskıya uğrayanlar neler hissediyor? Bu soruyla toplumsal sorunsalı da ortaya koymuş oluyorsunuz

Katil Kermeur’ün anlatısında Raskolnikov’u hatırladım hep. Kermeur’ün inşasında Raskolnikov’un payı var mı?

Kermeur dış dünyaya kendi vicdanı üzerinden bakıyor. Aynı zamanda etrafında onu çevreleyen manzaraların metaforundan etkileniyor. Kendisi bir gündelik hayat şairi. Belki de Dostoyevski’nin kahramanından daha çok onun içinde Tanrı’nın varlığını hissedebiliyoruz. Ona hâkim olan öyle güçler var ki aynı zamanda onu aşıyor.

Romanın sonunda “Adaleti ancak insanlar sağlar” diyorsunuz. Daha adil bir dünya mümkün mü; buna inanıyor musunuz?

Adaletin tesis edilmesini talep edebiliriz. Bu süreç için belki uzun bir yol var. Adalet daha çok edebiyat dünyasına ait bir şey olarak tezahür ediyor bugün. Biz de edebiyat üzerinden adaletin tesis edilmesi için bir çağrı yapıyoruz.

Kapitalizm şehirleri vahşice değiştiriyor

Bu roman hukuk-etik ve ahlak üçgenindeki bir sorgulamada nerede durur sizce?

Her zaman adalete göre edebiyatı konumlandırmaya çalışıyorum. Belki kanunlar belli kuralları öngörebiliyor ve yapılacakla ‘yapılmayan’ arasındaki sınırı belirliyor. Ama hukuk diğer taraftan, insanların duygularına ve vicdanlarına erişemiyor. Aynı zamanda günlük hayattaki olguların karmaşıklığına ve derinliğine nüfuz edemiyor. Edebiyatla yapmak istediğim şey, o arada kalan alanı açmak.

Mekânların değişimi de hafızamızın kilit konulardan. Mekânları dönüştürmek ve değiştirmek de belleğimize yönelik bir cinayet mi ne dersiniz?

Bu roman Brest’te geçiyor. Brest, II. Dünya Savaşı’nda imha edilmiş bir şehir. Bu süreçten sonra bir türlü kendi üzerine kurulduğu değerler üzerine tekrar inşa edilemiyor. Bu aynı zamanda modernitenin bir problemi. Çünkü şehirler kapitalizm uğruna çok vahşi bir şekilde değiştirebiliyor. Baudelaire’in bir sözüne değinmek istiyorum: “Bir kentin şekli daha çabuk değişiyor, ölümlünün kalbinden.”

 

Previous Post

Yola gönüllü çıkmayanlar kulübü

Next Post

Kene kabusu geri döndü: ‘Sakın bunu yapmayın!’

Kadınlar adlarını eşitlik için yazdıracak
Kültür Sanat

Kadınlar adlarını eşitlik için yazdıracak

Edebiyatın doruğuna doğru…
Kültür Sanat

Edebiyatın doruğuna doğru…

Duyguların anatomisini çıkaran heykeller
Kültür Sanat

Duyguların anatomisini çıkaran heykeller

Doğanın beyazı, korkunun yalanı
Kültür Sanat

Doğanın beyazı, korkunun yalanı

Bu tarifte bir eksik var
Kültür Sanat

Bu tarifte bir eksik var

Yola gönüllü çıkmayanlar kulübü
Kültür Sanat

Yola gönüllü çıkmayanlar kulübü

Next Post
Kene kabusu geri döndü: ‘Sakın bunu yapmayın!’

Kene kabusu geri döndü: 'Sakın bunu yapmayın!'

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Son Yazılar

  • Uzmanı uyardı: Küçük çocuklara oyuncak alırken dikkat
  • Covid-19’da yeni varyantlar için ‘direnç’ uyarısı
  • Son Dakika: Usta oyuncu Cüneyt Arkın’ın cenaze programı belli oldu
  • Duygu Özaslan sarı bikinili pozuyla beğeni topladı
  • Filiz Akın’dan, ‘Cüneyt Arkın’ paylaşımı: ‘Sanki içime doğmuş…’

Son Yorumlar

    MagazinNişantaşı

    Güncel ve son dakika magazin haberleri televizyon dünyasından haberler ünlülerin hayatından dedikodular anlık gelişmeler ve magazin haberleri için tıklayın

    Instagram’da Magazin Nişantaşı

    • Ceylan çocuklarıyla poz verdi!
    • Burcu Biricik
    • Osman Wöber için Mecidiyeköy Büyük Sahne

    En Son Haber

    Uzmanı uyardı: Küçük çocuklara oyuncak alırken dikkat

    Uzmanı uyardı: Küçük çocuklara oyuncak alırken dikkat

    © 2021 - Tüm Hakları Saklıdır.

    No Result
    View All Result
    • Magazin
    • Yaşam
    • Kültür Sanat
    • Gezi
    • Çevre
    • Sağlık
    • Teknoloji
    • Eğitim

    © 2021 - Tüm Hakları Saklıdır.