Bergama Tiyatro Festivali, bu yıl 11-13 Ağustos tarihleri arasında dördüncü kez düzenlenecek. Direktör Öner Eren Arıkan, “Bergama Tiyatro Festivali’nin Avignon gibi, Epidaurus gibi, Berlinale gibi gerçekleştiği kentle özdeşleşen uluslararası bir festival olacağına inanıyoruz. Geçilen zor dönemlerde edinilen tecrübelerin uzun soluklu olacağına inandığımız yolculukta bize yardımcı olmasını umuyoruz” dedi.
Bergama, tarih boyunca ev sahipliği yaptığı medeniyetlerin günümüze kadar gelen eserlerine bakınca festival yapmak hatta tiyatro festivali yapmak için çok uygun bir kent. Bergama Krallığı’ndan, Roma ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalan ve en eskisi 2 bin yıl öncesine uzanan geçmişten izler taşıyan İzmir’in bu ilçesinde, bu yıl 4. kez Bergama Tiyatro Festivali düzenlenecek. Türkiye’deki en dik antik tiyatrolardan biri olan Asklepion’da yerli ve yabancı topluluklar oyunlarını sahneleyecek. Yan etkinlikler de Bergama’nın tarih kokan sokaklarına yayılacak.
Bergama Tiyatro Festivali, TC Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkıları, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Bergama Belediyesi’nin paydaşlığında, Bergama Ticaret Odası (BERTO) ve Bergama Kültür Sanat Vakfı (BERKSAV) ile Ne Yerde Ne Gökte Derneği’nin destekleriyle perde açacak. Odeabank ve Mey|Diageo sponsorluğunda 3dots ve BERaBER tarafından 11-13 Ağustos tarihleri arasında düzenlenecek festival Bergama’nın tarihi mekânlarında konuklarını ağırlayacak.
(Öner Eren Arıkan)
TARİHİ NETLEŞİYOR…
Bu yıl yine ağustos ayına alınan festivalin bu tarih değişimlerini direktör Öner Eren Arıkan’a sorduk. Arıkan, “Bergama Tiyatro Festivali 2018 yılında ilk kez mayıs ayında gerçekleşti, yağmura yakalandık. O seneki Asklepion işimiz Joseph K’den önce tüm ekip antik tiyatronun mermer oturaklarını kurutmaya çalışıyorduk. 2021 yılında ağustosta yaptık, sıcaktan dolayı şikâyet aldık. Bunun üzerine 2022 yılında haziranda yaptık. Yine çok sıcak oldu. Üstüne haziran ayı Bergama’da kermes ayıdır. Festivali kermes ile aynı ay yapmak iletişim ve operasyonel açıdan içimize sinmedi. Ama en önemlisi Bergama Tiyatro Festivali sadece Bergama’yı değil hem bölgenin tamamını hem de büyükşehirleri hedef bölgesi içinde tanımlıyor. Dolayısıyla okulların açık olduğu bir dönemde festivali gerçekleştirmek, festivalin Bergama’daki ruhunu bir hayli etkiledi. Dolayısıyla geçmiş dönemlerden aldığımız deneyim ile festivali ağustos ayı içinde kurguladık. Tahmin ediyorum bundan sonra da ağustos ayı Bergama’da tiyatro ayı olarak kalmaya devam edecek” diye konuştu.
‘EN BÜYÜK DERT EKONOMİ’
Ekonomik kriz bütün kültür sanat etkinliklerini etkiliyor. En başta ulusal yapımların lojistikle, ulaşımla ilgili sorunlar yaşamasına neden olurken bir de üstüne uluslararası ve kaliteli yapımların da festivale katılımını imkânsızlaştırıyor. Arıkan, ekonomik zorlukların festivalin geleceğini bile tehdit ettiğini de söyleyerek “En büyük derdimizin ekonomi olduğunu söyleyebilirim. Sürdürülebilir bir yapı kurma hedefi ile yola çıktığımız 2018’den beri en büyük mesaimiz kaynak geliştirme. Bu konu bir şekilde çözmemiz gereken, festivalin geleceğini doğrudan etkileyen ama tamamen bizim elimizde de olmayan bir mesele. Mevcut koşullar ve erişilen kaynaklar tarafsız birileri tarafından incelense çıkacak sonuç bu ‘işin’ yapılmaması gerektiği olur. Buna rağmen biz umudumuz ve direncimizi sağlam tutmaya ve içinden geçilen bu zor dönemlerde ayakta kalmak için direnmeye devam etmeye çalışıyoruz. Çünkü inandığımız şey Bergama ve sahip olduğu inanılmaz kültür mirası ile büyük potansiyeli. Bu sebepten Bergama Tiyatro Festivali’nin Avignon gibi, Epidaurus gibi, Berlinale gibi gerçekleştiği kentle özdeşleşen uluslararası bir festival olacağına inanıyoruz. Geçilen zor dönemlerde edinilen tecrübelerin uzun soluklu olacağına inandığımız yolculukta bize yardımcı olmasını umuyoruz” ifadelerini kullandı.
MERKEZDE ‘KOMEDİ’ VAR
Bergama Tiyatro Festivali’ni geçen yıl yerinde takip etme şansı bulmuştuk. Geçen yıl kısa süre içerisinde yapılan 60’tan fazla etkinlik bir yandan ilgi görmesi nedeniyle mutlu etmiş, diğer yandan ise takip etmeyi zorlaştırmıştı. Arıkan, bu şekilde başka yorumlar da aldıklarını söyleyerek “Biraz bunun etkisi, biraz da mevcut koşulların çok da öngörülemeyen hali ve tabii yılbaşından beri yaşadığımız büyük olaylar ve belirsizliklerin de etkisi ile bu sene için takip etmesi, uygulamasının daha kolay olmasını umduğumuz bir program tasarladık. Merkeze ‘komediyi’ koyduk. Bir araya gelip birlikte neşelenmek ve iyi hissedebileceğimiz anlar oluşturmak istedik. Özel bir program oldu” dedi.