Adana’da görev yapan Radyoloji Uzmanı Dr. Noyan Zenger, depremlerin ruhunda bıraktığı izlerden ilham alarak ‘Hüzün’ adını verdiği heykeli yaparak başarı ödülü kazandı. Heykel, depremin etkilerini yansıtan bir eser olarak sergilenmek üzere Arkas Sanat Müzesi Koleksiyonu’na gönderildi.
Depremi yansıtan moloz parçalı heykel, doktora ödül kazandırdı
Hem doktor hem heykel sanatçısı
Radyoloji Uzmanı Dr. Zenger:
“Bu heykel, depremin ruhumda bıraktığı derin izlerin bir yansıması oldu”
ADANA – Adana‘da görev yapan Radyoloji Uzmanı Dr. Noyan Zenger, 6 Şubat depremlerinden yaşadığı duygulardan yola çıkarak içerisinde moloz parçalarını da kullandığı ‘Hüzün’ adını verdiği heykeli yaptı. Eseriyle bir yarışmaya katılan Dr. Zenger, başarı ödülü kazandı.
İzmir’de dünyaya gelen Radyoloji Uzmanı Dr. Noyan Zenger’in heykel tutkusu çocukken başladı. 1987’de İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazanan ve öğrenimin ardından radyoloji alanında uzmanlık yaparak mesleğe adım atan Dr. Zenger, Acıbadem Adana Ortopedia Hastanesi’nde hekim olarak görev yapıyor. Birçok ilde görev yaptıktan sonra Adana’da yaşamaya karar veren Uzm. Zenger’in Ege’de başlayan sanat aşkı burada da devam etti.
Yaklaşık 5 yıl önce evinin bir odasını çalışma atölyesi haline getiren Dr. Zenger, son olarak asrın felaketi olan depremlerde arama-kurtarma çalışmalarına katıldı. Bundan etkilenen Dr. Zenger, “Hüzün” adını verdiği bir heykel yaptı. İçerisinde moloz parçalarının da olduğu hüzünlü bir insan başı figürü formundaki heykeliyle Turgut Pura Vakfı 40. Yıl Heykel Yarışması Başarı Ödülü kazanan Dr. Zenger’in eseri, sergilenmek üzere Arkas Sanat Müzesi Koleksiyonu’na gönderildi.
“Evimin atölye olması zamanı yönetmemi sağladı”
Gündüz hastanede çalışan, fırsat buldukça sanatı ile uğraşan Dr. Zenger, sanat aşkının hep içinde olduğunu belirterek, “Tıp ve doktorluk çok zorlu bir meslek. Başka bir alana vakit ayırmak çok güç. Yıllardır sanata devam edemesem de sanatsever olarak geçirdim günlerimi. 2016 yılında ise seramik ile tanıştım ve kendiliğinden güzel bir sanat yolculuğu başlamış oldu. Akademik bir eğitim almadım. Kendi kendimi geliştirdim. Evimin bir odasını atölyeye çevirdim ve bu da zamanı yönetmemi sağladı” diye konuştu.
“Duygularımı yansıtabileceğim bir eser üretmek istedim”
Kendisine başarı ödülü kazandıran eserinden de bahseden Dr. Zenger, “Ben de bir enkazda bulundum ve o hüznü yaşadım. Eserime de o nedenle ‘Hüzün’ ismini verdim. İzmir’de bulunan Turgut Pura Vakfı’nın 40. yıl heykel yarışması olduğunu öğrendim. Ona da hazırlanmaya başladım ve bu deprem felaketinden sonra içinde bulunduğum duygularımı yansıtabileceğim bir eser üretmek istedim. ‘Hüzün’ adını verdiğim bir çalışma vardı. Malzeme olarak molozu, duygu olarak da hüznü bu eserde birleştirme fikriyle yola çıktım ve deprem nedeniyle yaşadığımız o derin üzüntüyü aktarmayı denedim. Yarışmaya katıldım ve başarı ödülü aldım. Deprem Türkiye’yi, hepimizi çok derinden sarstı. Bu heykel, depremin ruhumda bıraktığı derin izlerin bir yansıması oldu” dedi.
Depremin ardından yaşadığı duyguları sanat aracılığıyla ifade ettiğini belirten Dr. Zenger, “Sanat, hem sanatçı hem de sanatsever arasında bir bağ kurabilen etkili bir diyalog aracı. Bunu yaparken gerçekten samimi duygularımı aktarmanın daha doğru olacağını fark ettim” diyerek sözlerini tamamladı.