Bam İstanbul’un yeni oyunu “Istırap Korosu”nda zile basıp kaçıyoruz. Çünkü bu apartmandaki hikâyeler o kadar tanıdık ki kapıyı en sevmediğimiz komşunun açmasından korkuyoruz.
Oyuncuların duygu geçişleri
Yazar Mahmutyazıcıoğlu o kadar bildiğimiz bir yerden sesleniyor ki bize kendi ızdırabımızı duyumsuyoruz. O ızdırabı izleyicilere hissettirense sahnede duygu geçişlerini inanılmaz veren Seda Türkmen ve Deniz Karaoğlu. İkili hikâyeyi öyle özümsemiş ki “Bunları anlatmak istiyorum” çığlığını o kadar yüksek sesle atmış ki her anında ne kadar keyif aldıklarına tanık olmak mutluluk verici. Seda Türkmen oyunun bazı yerlerinde gülümsemesine engel olamıyor, öyle bir keyif… Kore’den dönemeyen eşi İbrahim’in anısıyla apartmanda dolanan yaşlı kadın, cinsel kimliğini gizlemek için verdiği çabayla tükenen Yusuf, hem başkalarına hem de kendine hayal satan sonra da alacak bir şey bulamayan Kerem. Artık yatak odasına uğranmayan evlilikleriyle hazzı farklı noktalarda arayan karı koca… Ve alt katın genç, güzel ve kırgın Buse’si… Buse tıpkı diğerleri gibi tanıdık geliyor. Moda’da bir kafede çalışıyor. İlla ki rastlamışsınızdır güzel yüzünde tuhaf bir hüzünle gülümserken siparişinizi alan birine. İşte o Buse’dir muhtemelen. Maddesel nedenlerden alt katta oturuyor. Maltepe’nin “Türk aile yapısını” tehdit eden heyecanı ve güzelliği ile komşuların imza toplayıp apartmandan atmak istediklerinden biri de o. Bilirsiniz her daire kendi dünyasından diğerine ahlak satar. Oyunu izlerken zihnimde beliren sarı yeşil apartmanı bir çocuğa çizdiren yapı tarafından ele geçirildiğimi anlıyorum bir anda. Taa çocukken herkes “olması” gerektiği gibiymiş. Demek yeterince beyaz yeterince mahallelinin sevdiceği olmanın önemini çocuk aklı benden çok önce fark etmiş.

Peki, sen hangi katta oturuyorsun?
Sandukalara her vuruluşta açılan başka bir evin kapısı, içine girdiğimiz başka bir hikâye. Ve insan hikâyenin sonunu bildiği halde inadına yaşar ya burada da hikâyenin sonu insanın bildiği o malum son işte. Ve o sona mutfaklarının canımdan görünen çocuk parkı ve iki yapraksız ağaca bakarak yürüyen insanlar. İnsan bir yerde “Bırak imza toplasınlar, atsınlar seni apartmandan” diyor başka apartman mı yok? Sonrası malum yaşadığımız mahalle, şehir, ülke, dünya bir apartman. Hangi katında olduğunuza göre değişiyor sanıyorsunuz ya pek de öyle olmuyor. İnanmazsanız “Istırap Korosu”na konuk olun.
Son Yorumlar