Bebekler dünyaya geldikten yaklaşık bir saat sonra uyuklamaya başlar. Bu yüzden bir saat dolmadan yani yenidoğan faalken anne ile bebeğin deri temasını sağlamak çok pahalı. Bu vakit diliminin halk ortasında altın saat olarak da bilindiğini paylaşan Anadolu Sıhhat Merkez Hastanesi’nden Genel Pediatri Uzmanı Dr. Ayşe Sokullu, “Altın saatte emziren annenin süt üreten ve salgılayan hormonları aktive olur, bebek kendini inançta hisseder ve memeyi daha kolay kavrar. Altın saatten sonra emzirmek imkânsız değildir lakin bebek uykulu olacağı için süreç zorlaşabilir. Bu durumda bebek ememezse hayal kırıklığı ya da gerilim yaşayan annelerin süt hormonları baskılanabilir. Vajinal doğumda birinci bir saatin kıymetlendirilmesi daha kolay olsa da sezaryende birtakım gecikmeler yaşanabilir. Bu nedenle anne anestezi altında olsa bile bebekle fizikî bağın sağlanması ve emzirmenin gerçekleştirilmesi tavsiye edilir” dedi.
Yeterli sıklıkta emzirmemek, bebeği çok sarmalayıp göğse uzanmasını zorlaştırmak, annenin çok yorgunluğu, sistemli beslenmemesi yahut etrafından gelen eleştirel yorumlarla gerilimini denetim edememesi ve yenidoğanın erken periyotta emziğe alıştırılması en sık yapılan yanılgılar ortasında. Doğurganlık çağında yeterli beslenen bir annenin kâfi sütünün olmamasının çoğunlukla dış etkenlere bağlı olduğuna değinen Anadolu Sıhhat Merkez Hastanesi’nden Genel Pediatri Uzmanı Dr. Ayşe Sokullu, “Annenin desteklenmesi, dinlenmeye vakit ayırabilmesi ve hakikat emzirme teknikleri konusunda bilgilendirilmesi süt ölçüsünü artırmada kıymetli rol oynar” açıklamasında bulundu.
Doğru emzirme teknikleri hakkında bilgi sahibi olunmalı
Emzirme periyodunun verimli bir halde geçebilmesi için anne adaylarının doğumdan evvel bilinçlenmesi gerektiğine dikkat çeken Sokullu, “Anne emzirirken rahat bir koltukta dik oturmalı. Bebek ise yüzü göğse dönük, kolları anneye sarılır üzere konumlandırılmalı. Bu esnada bebeğin burnu ve çenesi de göğse değmeli. Göğüs başı bebeğin ağzının en açık olduğu sırada üst damağa yanlışsız ilerletilerek ağzına yerleştirilmeli, hatta yalnızca göğüs ucunun değil, etraf dokunun da bir kısmının bebeğin ağzına girmesi sağlanmalı. Bu sayede göğüs başı bebeğin damağına oturur ve böylelikle vakum tesiri oluşur” bilgilerini verdi.
Süt yoksa bile bebek emzirme konumunda beslenmeli
Emziren anneye takviye için en kıymetli şey olumlu hal olduğunun altını çizen Sokullu, “Her anne ve bebek ikilisi biriciktir. Baba da bu ikiliye etkin iştirak sağlamalı, ziyaretçiler ve aile fertleri ile irtibat halinde kalarak ortamın gerilimini azaltmalı. Aile fertleri olumlu ya da olumsuz tecrübelerini paylaşmamalı, annenin gereksinimlerine odaklanmalı. Birinci sefer anne olan bireylerin kaygı ve performans tasası yaşamaları olağan olsa da övgü, ilgi ve takviyeye muhtaçlık duydukları bilinmeli. Lakin rastgele bir sebeple emziremeyen annelerin de emeklerini gözden kaçırmamak kıymetli. Annelik yalnızca emzirmekten ibaret değildir. Bebeklerini göğüste besleyemeyen annelerin yapabilecekleri en uygun şey bebeği her vakit kucakta, emzirme konumunda doyurmak ve o göz göze yakın teması sağlamaktır” dedi.
Anne sütü buzdolabında dört gün dayanabiliyor
Süt sağma ve saklama konusunda da değerli noktalar olduğuna dikkat çeken Sokullu, “Yeterli performansta sağım yapan bir aygıt, sürecin ağrılı ve yorucu geçmesini engelleyerek anneye yardımcı olur. Süt sağma esnasında kullanılan ekipmanların paklığına de çok dikkat edilmeli. Sağılan süt her seferinde pak kaplara ya da süt poşetlerine doldurularak buzdolabında saklanmalı. Sağılan anne sütü oda sıcaklığında (16-29 derece, loş ortamda) dört saat, buzdolabı rafında (4 derece) dört gün, derin dondurucuda ise (-18 derecenin altında) altı aya kadar saklanabilir. Derin dondurucudan çıkarılan ve çözülmüş anne sütü 24 saat içinde tüketilmeli” dedi.
Uzm. Dr. Ayşe Sokullu, anne sütünü artırmaya yardımcı olabilecek 6 öneriyi paylaştı:
- Anne emzirme konusunda bebeğinin düzgünlüğü için kararlı ve istikrarlı olmalı. Bebek istemese bile günde 8-12 kez emzirme denenmeli. Ayrıyeten anne göğüslerini kâfi derecede boşaltamıyorsa, fazla süt sağılarak üretimin devamlılığı korunmalı.
- Anne tertipli ve istikrarlı beslenmeli, emzirme devrinde zayıflama diyetleri yapmamalı.
- Anne, yenidoğan bakımı konusunda yardım almalı ve bebeği ile baş başa vakit geçirebilmeli. Deri cilde temasın oksitosin artışı ile sütü artırdığı biliniyor.
- Anne sütü büyük oranda sudan oluşur. Bu nedenle süt üretiminin devamı ve genel sıhhatin korunması için anne günde en az 2–2,5 litre su içmeli.
- Uyku eksikliği hem annenin ruhsal durumunu hem de süt ölçüsünü olumsuz etkileyebilir. Anne, fırsat buldukça kısa periyodik de olsa uyumalı en azından dinlenmeli.
- Meme ucu çatlak ve yaraları, annenin emzirmekten soğumasına ya da emzirmeyi yarıda kesmesine yol açabilir. Yaralar tedavi edilmeli, gerçek emzirme teknikleri kullanılmalı ve gerekiyorsa sağma süreci ile süt üretimi sürdürülmeli.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
