Son devirde hayat usulü trendleri ortasında süratle öne çıkan aralıklı oruç, geniş bir kitle tarafından ilgiyle takip edilirken beraberinde pek çok soru işaretini de getiriyor. Bu metot, sırf tanınan bir kilo verme yaklaşımı olmasının ötesinde bedenin güç kullanım biçimini değiştiren değerli biyolojik süreçleri de harekete geçiriyor. Yaklaşık 12 saatlik açlık sonrası bedenin evvel şeker depolarını tükettiğini, akabinde yağ yakmaya geçtiğini belirten Anadolu Sıhhat Merkezi Hastanesi’nden Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Esat Erdem Türemen, “Bu süreçte ‘keton’ ismi verilen ve yağ asitlerinin oksidasyonundan oluşan doğal bir yakıt ortaya çıkıyor. Keton cisimcikleri beynin alternatif güç kaynağı olduğu için birçok kişi bu esnada kendini zihinsel olarak daha berrak hissedebiliyor” açıklamasında bulundu.
Aralıklı orucun tıbbi yararlarına değinen Anadolu Sıhhat Merkezi Hastanesi’nden Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Esat Erdem Türemen, “Açlık müddeti uzadıkça insülin hassaslığı artıyor yani hücreler şekeri daha aktif kullanmaya başlıyor. Bu da glukoz düzeylerinin düşmesine yardımcı oluyor. Ayrıyeten diyabet riski azalabiliyor, trigliserid ve LDL kolesterol kıymetlerinde güzelleşme görülebiliyor, karaciğer yağlanma riski düşüyor. En dikkat cazip noktalardan biri de hücrelerin kendi kendini temizlediği otofaji sürecini başlatması. Bu süreçte beden hasarlı proteinleri parçalayıp geri dönüştürüyor. Yani aralıklı oruç, bedenin kriz moduna değil, tam bilakis bir bakım moduna geçmesini sağlıyor” dedi.
Hücreler adeta hurdalarından arınıyor
16 saatlik açlık ve 8 saatlik beslenme aralığından oluşan 16/8 modelinin bilhassa çalışan bireylerin günlük rutinine en kolay ahenk sağlayan aralıklı oruç sistemi olduğunu belirten Uzm. Dr. Türemen, “Açlık süresi 16 saate yaklaştığında hücreler güç azalmasını bir ihtar olarak algılıyor ve otofaji ismi verilen doğal tamir süreci başlıyor. Otofaji, hücrenin hasarlı proteinleri ve fonksiyonunu yitirmiş yapıları parçalayıp geri dönüştürdüğü bir iç paklık düzeneği. Bu periyotta anabolik sinyaller azalır, beden büyüme modundan tamir moduna geçer. Hayvan çalışmalarında otofajinin Alzheimer, Parkinson, diyabet ve yaşlanma süreçleri üzerinde olumlu tesirler gösterdiği; insanlarda ise insülin direncinin azalması ve mitokondri işlevlerinin güzelleşmesiyle bağlı olduğu ortaya konmuştur” diye konuştu.
Anadolu Sıhhat Merkezi Hastanesi’nden Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Esat Erdem Türemen, aralıklı oruçla ilgili yanlış bilinen noktaları şöyle sıraladı:
Aralıklı oruç yalnızca kilo vermek içindir
Aralıklı oruçta temel değişim bedenin açlıkla birlikte güç kullanımını yenilemesi ve hücrelerin kendini onarmaya başlamasıdır yani tesiri sırf kilo kaybıyla hudutlu değildir.
Açlık bedene ziyan verir
Aralıklı oruç tekniğinde kişi günlük muhtaçlık duyduğu vitamin ve mineralleri aldığında açlık bir kriz değil, denetimli bir tamirat sürecidir.
Aralıklı oruç herkes için uygundur
Hamileler, kronik hastalığı olanlar ve tertipli ilaç kullananlar aralıklı oruca başlamadan evvel kesinlikle doktora danışmalıdır.
Aralıklı oruçta sıvı alımı da durdurulur
Aralıklı oruç sırf yeme nizamını hudutlar, su tüketimi bu periyotta devam etmesi gereken temel bir gereksinimdir. Gün içinde kâfi su içmek bedenin istikrarda kalmasına yardımcı olur ayrıyeten şekersiz çay ile kahve de tüketilebilir.
Yeme saatinde sınırsız yemek serbesttir
Bu yaygın bir yanılgı olsa da beslenmenin içeriği ve ölçüsü her vakit kıymetlidir. İstikrarsız yahut çok kalorili beslenmek aralıklı orucun tesirlerini azaltır.
Aralıklı oruç kan şekerini çok düşürür
Aralıklı oruç diyetini uygulayan sağlıklı bireylerde kan şekeri denetimli biçimde düşer. Risk daha çok diyabet hastaları içindir ve onlar için süreç kesinlikle doktor kontrolünde ilerlemelidir.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
