Reuters anketine katılan 36 ekonomist, haziranda yıllık bazda yüzde 38,21 olan enflasyonun yıl sonunda yüzde 60’ın da üzerinde çıkabileceğine işaret etti. İşte ekonomistlerin büyüme, faiz ve enflasyona ilişkin beklentileri…
Türkiye ekonomisinin ihracat pazarlarındaki yavaşlama ve büyük yıkım yaratan depremin ardından bu yıl yüzde 2,7 ile tarihsel ortalamaların altında büyümesi, enflasyonun ise vergi zamları ve ücret artışlarının ardından tırmanarak yüksek seyrini koruması bekleniyor.
Reuters anketine katılan 36 ekonomistin 2023 yılı gayrı safi yurtiçi hasıla (GSYH) büyümesi tahminleri yüzde 1,2 ile yüzde 4,5 arasında yer aldı.
Ankette, büyüme tahminlerinin medyanı 2024 için yüzde 2,8, 2025 için yüzde 3,8 oldu.
ENFLASYON TEKRAR ARTIŞA GEÇECEK
Hükümet, geçen sene açıkladığı orta vadeli programa göre her iki yılda da büyümenin yüzde 5,5 olacağını öngörüyordu.
Ekonomi geçen sene ekonomik aktivitede beklenen yavaşlamaya rağmen iç talebin desteğiyle yüzde 5,6 büyüdü.
Ekonomistler bu yıl ise ülkenin güney ve doğu bölgelerindeki milyonlarca kişiyi evsiz bırakan depremlerin ardından ekonomik büyümenin yüzde 5 olan son yıllar ortalamasının altında kalacağını tahmin ediyordu.
TÜFE, geçen yıl ekim ayında 24 yılın zirvesi olan yüzde 85,51 seviyesine yükseldikten sonra yüksek baz etkisi ve TL’nin seçim öncesindeki yatay seyrinin desteğiyle düşüşe geçti.
Haziranda yıllık bazda açıklanan yüzde 38,21 seviyesinin bu yıl görülen en düşük seviye olduğu, yılın geri kalanında tekrar yukarı yönlü hareket etmesi bekleniyor.
TEK HANELİ ENFLASYON HEDEFİ 2025’E KADAR HAYAL
Ankete katılan 20 ekonomistin 2023 yılsonu TÜFE tahminlerinin medyanı yüzde 46,4 seviyesinde bulunsa da TL’de haziran başından bu yana gözlenen yüzde 20’nin üzerinde değer kaybı ve çeşitli vergi artışları nedeniyle tahminler yukarı revize ediliyor.
Ekonomistler temmuz için aylık çift haneli TÜFE beklerken yıl sonu tahminlerini de yüzde 50’den yüzde 60’a, hatta belki de üzerine revize etmelerinin kaçınılmaz olduğuna dikkat çektiler.
Enflasyonun, 2024 ve 2025 yıllarını ise sırasıyla yüzde 31,1 ve yüzde 21,8 seviyesinde tamamlaması bekleniyor.
Ankete göre hükümetin ve Merkez Bankası’nın (TCMB) hedefi olan tek haneli enflasyon seviyesine 2025’e kadar ulaşamayacak.
SEÇİM SONRASI VERGİ ORANLARINDAKİ ARTIŞ ETKİLİ
Mayıs ayında yapılan seçimlerin ardından sigaradan akaryakıta vergilerde yapılan artışın ve TL’deki yeni değer kaybının da etkisiyle temmuzda yüzde 10 TÜFE artışı bekleyen ekonomistler yıl sonu tahminlerini de yukarı revize ediyorlar.
Citi tarafından yayımlanan araştırma notunda, TL’deki değer kaybı ve asgari ücrete yapılan zammın ardından enflasyon baskısının arttığı ve yıllık enflasyonun yıl sonunda yaklaşık yüzde 50 seviyesine çıkabileceğini belirtildi.
“Önümüzdeki dönem enflasyon patikası muhtemelen TCMB’nin öngördüğünden daha zorlu olacağına inanıyoruz. Fiyat gelişmeleri enflasyon dinamiklerindeki bozulmanın döngüsel değil sürekli olduğu konusundaki fikrimizi pekiştirdi… Türkiye’nin eskiden yüzde 10 civarında olan trend enflasyonu şimdi yüzde 30 seviyesinde tahmin ediliyor.”
POLİTİKA FAİZİNİN YÜZDE 25’E ÇIKMASI BEKLENİYOR
Ankete katılan ekonomistler odağını yeniden fiyat istikrarına çeviren TCMB’nin politika faizini sene sonunda mevcut yüzde 15 seviyesinden yüzde 25 seviyesine çıkarmasını bekliyor.
Ankete göre, politika faizinin 2024’te de benzer seviyelerde seyretmesi bekleniyor.
TCMB haziran ayında 650 baz puan faiz artışıyla politika faizini yüzde 15’e yükseltmiş, enflasyon görünümünde belirgin düzelme olana kadar sıkılaşmanın devam edeceğini belirtmişti.
Faiz artırımı AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde sürdürülen, büyüme ve yatırımları, negatif reel faiz ile desteklemeyi amaçlayan politikalardan vazgeçildiğinin en önemli işareti olarak algılanmıştı.
CARİ AÇIK BEKLENTİLERİ
Ankete katılan 17 ekonomistin tahminlerinin medyanına göre, 2023’te cari açığın gayrı safi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 4,4’ü seviyesinde gerçekleşmesi, 2024’te yüzde 3 ve 2025’te yüzde 2,3 olması bekleniyor.
Ankete katılan Capital Economics tarafından yayımlanan notta, “Politika değişimi istenilen etkiyi yaratmış gibi görünüyor. Düşük ithalat sayesinde ticaret açığı daralıyor… Değer kaybeden TL, daralan ticaret açığı ve artan sermaye akışı TCMB’nin rezervlerini artırmasına yardımcı oldu… Ekonominin kırılgan başlangıç noktası göz önüne alınırsa politika yapıcıların önünde uzun bir yol var” denildi.