Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, MS tedavisinde kullanılan yenilikçi tedavi sistemleri ve umut vadeden araştırmalar hakkında bilgi verdi.
Oral tedaviler, hastaların ahengini kolaylaştırıyor!
Son yıllarda, Multipl Skleroz (MS) tedavisinde birçok yeniliğin öne çıktığını lisana getiren Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “İmmünomodülatör ilaçlar ve biyolojik tedaviler, MS’in inflamasyonunu maksat alarak atakları azaltarak hastalığın ilerlemesini yavaşlatır.” dedi.
Özellikle oral tedavi seçeneklerinin, hastaların tedaviye ahengini artırdığını ve tedavi sürecini daha erişilebilir hale getirdiğini kaydeden Tarlacı, “Ayrıca, hematopoetik kök hücre tedavisi (HSCT) üzere yenilikçi prosedürler, bağışıklık sistemini sıfırlayarak hastalığın ilerlemesini durdurmayı maksatlar. Bu tedavi, bilhassa tedaviye dirençli hastalar için umut verici bir seçenek olarak öne çıkıyor. Yeni biyomarkerlar ve şahsileştirilmiş tedavi yaklaşımları, MS’in daha yanlışsız bir formda izlenmesine ve tedaviye karşılığın süratle kıymetlendirilmesine imkan sağlıyor. Bu, hastaların tedavi süreçlerini daha tesirli bir halde yönetmek için değerli bir adım.” formunda konuştu.
Yenilikler, MS tedavisinde ilerleme ve daha düzgün tedavi karşılığı sağlıyor…
Bu tedavi seçeneklerinin yanı sıra, robotik terapi ve telerehabilitasyon üzere yeni kuşak fizyoterapi tekniklerinin, MS hastalarının ömür kalitesini artırmak ve fizikî fonksiyonlarını güzelleştirmek için kullanıldığını aktaran Prof. Dr. Sultan Tarlacı, şunları söyledi:
“Son olarak, remyelinizasyon araştırmaları ilerlemekte olup, miyelin kılıfının yine yapılmasına yönelik tedavi seçenekleri, MS’in ilerlemesini durdurmak ve geri çevirmek için büyük bir umut taşıyor. Bu yenilikler, MS tedavisinde değerli ilerlemeler kaydedilmesine ve hastaların tedaviye daha güzel cevap vermelerine yardımcı oluyor.”
MS tedavisinde çok disiplinli dayanak şart!
Multipl Skleroz (MS) tedavisinde, farklı disiplinlerin katkısının epey büyük olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “MS, merkezi hudut sistemini etkileyen bir hastalık olduğundan, tedavi süreci sadece nörolojiyle hudutlu kalmaz; hastaların hayat kalitesini artırmak ve semptomları yönetmek için birden fazla uzmanlık alanından dayanak almak değerlidir.” dedi.
Fizyoterapi, ergoterapi ve ruhsal takviye üzere disiplinlerin, MS hastalarının günlük ömür aktivitelerini sürdürebilmeleri, bağımsızlıklarını koruyabilmeleri ve ruhsal güzellik hallerini artırabilmeleri için kritik rol oynadığının altını çizen Tarlacı, “Fizyoterapi, MS hastalarının kas gücünü artırmaya, dengeyi geliştirmeye ve hareketliliği düzgünleştirmeye yönelik çeşitli idmanlar sunar. Kas zayıflığı ve istikrar sorunları MS’in sık görülen semptomlarındandır, bu nedenle fizyoterapistler, hastaların fizikî işlevlerini en uygun biçimde kullanabilmesi için bireye özel antrenman programları oluşturur.” açıklamasını yaptı.
Ergoterapi, MS hastalarının bağımsızlığını ve yorgunlukla başa çıkma hünerini destekler…
Fiziksel terapinin ise kas spazmlarını azaltmaya, yorgunluğu yönetmeye ve düşme riskini engellemeye yardımcı olduğunu aktaran Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Ayrıca, beden sıcaklığındaki artış MS semptomlarını kötüleştirebileceği için fizyoterapistler, sıcaklık toleransı ve idman stratejileri konusunda rehberlik eder.” dedi.
Ergoterapinin, MS hastalarının günlük hayat aktivitelerinde bağımsızlıklarını artırmayı hedeflediğini de kelamlarına ekleyen Tarlacı, “Bu disiplin, hastaların meskende, işte ve toplumsal hayatta daha bağımsız olabilmesi için çevresel düzenlemeler, uygun yardımcı aygıtlar ve adaptif stratejiler önerir. Ergoterapistler, hastaların motor maharetlerini ve el-göz uyumlarını geliştirerek, kolay günlük işlerden daha karmaşık işlere kadar geniş bir yelpazede pratik tahliller sunar. Ayrıyeten, hastaların yorgunlukla başa çıkabilmesi için güç idaresi tekniklerini öğretir.” sözlerini kullandı.
MS’in tedavisiyle ilgili yeni araştırmalar umut vadediyor!
Son yıllarda yapılan araştırmaların, mikrobiyomun MS gelişimi ve seyrindeki rolünü araştırdıklarını vurgulayan Tarlacı, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Bağırsak florası, bağışıklık sisteminin düzenlenmesinde değerli bir tesire sahiptir. MS hastalarında bağırsak mikroorganizmalarının yapısındaki değişiklikler, hastalığın gelişimini etkileyebilir. Mikrobiyomun düzenlenmesi, MS tedavisinde yeni bir alan açabilir ve bağışıklık sistemini dengelemeye yönelik yeni yaklaşımlar geliştirilmesine imkan tanıyabilir.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
