Bursa’nın yeni festivallerinden biri olan Gemlik Film Festivali için geri sayım başladı. Geçtiğimiz sene olduğu gibi bu sene de Türk sinemasının unutulmaz ismi Eşref Kolçak anısına düzenlenen festivalin ilk gün programı belli oldu.
Gemlik Belediyesi tarafından, bu yıl ikincisi gerçekleştirilecek olan festival, 20-23 Temmuz tarihleri arasında düzenlenecek. Zeytindalı Meydanı’nda festival boyunca ziyaretçilere açık olacak. “Cumhuriyet’in 100. Yılında Sinema Teknolojileri Sergisi”nin de açılacağı festivalde, Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan’ın yapacağı konuşmasının ardından, jüri başkanı Hale Soygazi, jüri üyeleri Ezel Akay, Güven Kıraç, Eyüp Boz, Yiğit Güralp; festival konukları Burcu Kara, Serdar Akar, Erkan Can, Gonca Vuslateri ve Cezmi Baskın sergiyi gezecek. Gonca Vuslateri ile Cezmi Baskın, sergi sonrası Zeytindalı Meydanı’nda söyleşi düzenlenecek.
Zeytindalı Meydanı’nda yapılacak “Beynelmiel” adlı filmin gösteriminin ardından Gonca Vuslateri ve Cezmi Baskın Gemliklilerle buluşacak. İlk gün programı Türk Halk Müziği’nin önemli isimlerinden Hüseyin Turan’ın konseriyle sona erecek.
Kısa Film Yarışması’nda dereceye giren filmleri, Hale Soygazi başkanlığında, yönetmen, yapımcı ve yazar Ezel Akay, oyuncu Güven Kıraç, yazar ve yaratıcı yapımcı Yiğit Güralp ve görüntü yönetmeni ve yapımcı Eyüp Boz gibi güçlü isimlerden oluşan jüri belirleyecek.
Festivalin ayrıntılarını yönetmen, oyuncu Ezel Akay ile konuştuk.
FESTİVALLERE İHTİYAÇ VAR!
- Gemlik Film Festivali’nde jüride yer alıyorsunuz? Festival ve tema ile ilgili görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?
Gemlik Film Festivali’nin gelecekte de başarılı olmasını çok istiyorum. Bu festivali düzenleyen başta Gemlik Belediyesi Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan’a ve tüm ekibe, festivale sahip çıktakları için Gemliklilere ve sinemaseverlere kendi adıma teşekkür ediyorum. Zamanında Bursa da film festivali başlatmıştı. Bu bölgenin böyle festivallere çok ihtiyacı var. Çünkü sinema ve televizyon projeleri ile ilgilenen, çok genç ve yeni bir nesil var. Onlar kendilerini ancak bu festivaller aracılığıyla gösterebiliyorlar. Gemlik Film Festivali de bu boşluğu kapatacak gibi duruyor. Kısa filmler için yapılan başvurulardan da anlıyoruz ki (479 film başvurdu) büyük bir ilgi var. Kısa filmler ve kısa filmlerin yarıştığı festivaller sadece, kısa filmi çeken yönetmenlerin, kısa filmleri yazan senaristlerin basit bir faaliyeti değil, geleceğin sinemacılarının ortaya çıkmasını sağlayan faaliyetler aynı zamanda. Birçok yapımcı hem Türkiye’de hem dünyada, kendilerine büyük projeleri için yönetmen seçerken onların çektiği kısa filmlere bakıyorlar. Bu filmlerin hepsi, özellikle yönetmenlerin, artistik yeteneklerini gösterdiği çok çok değerli birer sanat eseri.
‘SİNEMACININ İŞİ ÖYLE KOLAY KOLAY BİTMİYOR’
- Yeni projelerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Şu an bir dijital proje üretiyorum, yaklaşık sekiz aydır bu projeyle uğraşıyoruz. Çekimler sürüyor. 3. sezonunu çekmek üzereyiz. 3. Sezon da tamamlandıktan sonra 26 bölümün hepsi birden yayımlanacak ama sanıyorum yayına daha dört beş ay var. Onun dışında Levent Kazak ile birlikte, İhsan Oktay Anar’ın “Kitab-ül Hiyel” romanını çalışıyoruz. Levent senaryosunu yazıyor. Bunların dışında benim “Bay Z” isimli, Türkiye’deki bir küçük Amerika’da geçen çok eğlenceli ve çok çarpıcı bir hikâyem var. Bunlarla uğraşıyorum. Sinemacının işi öyle kolay kolay bitmiyor.
‘YASAKLAR KÜÇÜK BASKICI BİR AZINLIĞIN ENERJİSİYLE OLUYOR!’
- Sizlerin festivallerde yer alması ayrı bir önem taşıyor. Her bölgenin böyle festivallere ihtiyacı var diye düşünürken ülkemizde, konserler ve festivaller iptal ediliyor ve yasaklanıyor! Sizin görüşleriniz nedir?
Konserlerin ve festivallerin iptal edilmesi bence son derece cahilce ve vasat bir dayatma. Fakat bu zihniyet, aslında Türkiye’de son yıllarda gelişmiş ve örgütlenmiş, bir küçük azınlığın, bir baskı grubunun enerjisiyle oluyor. Kendilerine dindar ve mutaassıp diyorlar.
Bence Tanrı inancı ile hiçbir ilgisi olmayan basit bir iktidar mücadelesi alanı bu onlar için. Başka insanların hayatına karışmak, bu sayede onları günahlarından arındırmak gibi son derece cahilce bir eğilimin sonucu. Bunun başarılı olacağına inanmıyorum ama başarısız da değiller. Toplumda bir korku yaratmak istiyorsanız, küçük bir azınlık, bütün toplumu korku aracılığıyla yönetebilir. Ben, bir baskı aracı ve korkutma eylemi olarak görüyorum bunları. Türkiye çok ilginç bir ülke. Çok genç ve eğitimli bir nesil var artık. Ben Z kuşağına yapılan eleştirileri de çok manalı bulmuyorum. Büyük bir hızla, son yirmi yılda gelişmiş ve büyümüş, kendini keşfetmiş bir nüfus barındırıyor Türkiye. Festival yasaklamalarının başarılı olacağına inanmıyorum.