Yargıtay’dan flaş karar: Alacaklı enflasyon farkı isteyebilir
Yargıtay’dan Alacaklılar İçin Emsal Karar: Enflasyon Zararını Talep Edin
Yüksek enflasyonun etkisiyle ekonomik dengelerin altüst olduğu bu dönemde, borç ve alacak ilişkileri de yeni bir hukuki boyut kazandı. Enflasyonun paranın değerini düşürmesi, alacaklılar için önemli bir kayba yol açarken, bu durumun hukuki zeminde nasıl değerlendirileceği merak konusu oldu. Avukat Buket Nurşah Tekışık, son dönemde Yargıtay’dan çıkan önemli bir kararı gündeme taşıdı ve alacaklıların yalnızca borçludan ana para ve faiz talep etmenin ötesine geçebileceğini belirtti. Tekışık, alacaklıların, enflasyonun yol açtığı kayıpları da tazminat olarak talep etme hakkına sahip olduğunu vurguladı.
Yüksek Enflasyonun Alacaklılara Yansıması: Munzam Zarar
Avukat Tekışık, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2024/3534 Esas, 2025/15 Karar sayılı kararına işaret etti. Bu emsal niteliğindeki karar, borcun zamanında ödenmemesi durumunda alacaklıların, enflasyon nedeniyle uğradıkları zararı da borçludan talep edebileceklerini ortaya koyuyor. Yüksek enflasyon ve ekonomik belirsizlikler, alacaklıların yalnızca borcun zamanında ödenmemesi nedeniyle değil, bunun ötesinde uğradıkları zararları da tazmin etmelerini gerektirecek bir duruma yol açtı.
Tekışık, enflasyonun yanı sıra paranın geç gelmesinin alacaklılar için ciddi finansal zararlar doğurduğuna dikkat çekerek, borçlunun bu zararları telafi etmesi gerektiğini ifade etti. Bunun yanında, borçluların bazen yıllarca borçlarını ödememelerine rağmen faiz ve mahkeme masraflarını ödediklerinde bu süreçten kazançlı çıkabildiklerini belirtti.
Borçlu Kusursuzluğunu Kanıtlayamazsa Munzam Zarardan Sorumlu Olur
Borçlar Kanunu’nun 122/1. maddesine değinen Tekışık, eğer borçlu, kusursuz olduğunu ispatlayamazsa, yalnızca temerrüt faiziyle sınırlı kalmayan ek zararların da sorumluluğunu taşıyabileceğini belirtti. Bu ek zararlar, “munzam zarar” olarak tanımlanıyor ve bu zararlar da borçludan talep edilebiliyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin benzer durumlarla ilgili verdiği kararları hatırlatan Tekışık, AİHM’in alacaklıların uğradığı zararın tazmin edilmesini savunduğunu vurguladı.
Yargıtay’dan Emsal Niteliğinde Karar: Aşkın Zarar
Tartışmalara yol açan karar, bir konut kooperatifi üyesinin açtığı davada alınan sonuçla gündeme geldi. Davacı, kooperatiften alacağı konutu, borçları nedeniyle icra yoluyla kaybettiğini ve verilen senedin üzerinden yıllar geçtikten sonra tahsil edilen bedelin mevcut piyasa koşullarında konut alımına yetmediğini belirtti. İlk derece ve istinaf mahkemeleri, davacının zararını somut şekilde ispatlayamadığını savunarak davayı reddetti. Ancak Yargıtay, bu kararı bozarak, icra yoluyla kaybedilen konut ve enflasyon etkisinin dikkate alınarak zarar tazminatı taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini açıkladı.
Yargıtay, davacının konut fiyatlarındaki artış nedeniyle uğradığı kaybı “aşkın zarar” olarak nitelendirerek, bu farkın ticari avans faiziyle birlikte tazmin edilmesi gerektiğine karar verdi. Bu karar, alacaklıların enflasyon farkı talep edebileceği ve alacaklarının sadece ana para ve faizin ötesine geçebileceği konusunda emsal teşkil etti.
