Yaşamı boyunca 120 filmde rol alan, 7 kez Altın Portakal ödülüne layık görülen Yeşilçam’ın usta oyuncularından ve Türkiye’nin en yakışıklı devrimcisi Tarık Akan, ölümünün 7. yıl dönümünde anılıyor.
Sinema dünyasının unutulmaz isimlerinden Tarık Akan’ın ölümünün üzerinden 7 yıl geçti. 13 Aralık 1949’da doğan ve 16 Eylül 2016’da akciğer kanseri nedeniyle aramızdan ayrılan Türk sinemasının unutulmaz jönü Tarık Akan, en önemli oyuncularından biri olarak kabul edildi.
120’den fazla filmde rol alarak Türk sinemasının zirvesine çıkan bu eşsiz yetenek, kariyeri boyunca Yeşilçam’ın en önemli yapımlarında boy gösterdi. Münir Özkul, Adile Naşit, Şener Şen, ve Kemal Sunal gibi dev isimlerle birlikte başrolleri paylaşarak izleyicilere unutulmaz anlar yaşattı.
Asıl adı Tahsin Tarık Üregül olan sanatçı, 13 Aralık 1949’da İstanbul’da dünyaya geldi. Subay olan babası Yaşar Üregül’ün görevi dolayısıyla Erzurum Dumlupınar İlkokulu’nda başladığı eğitimini Kayseri’de tamamladı.
Babası emekli olduktan sonra ailesiyle Bakırköy’de yaşamaya başlayan ve Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde okuyan Akan, eğitimi süresince cankurtaranlık ve işportacılık yaptı.
Tarık Akan, 1970’te Ses dergisinin açtığı Sinema Artist Yarışması’nda birinci olunca, Makine Mühendisliği bölümünden ayrıldı ve Gazetecilik Yüksekokulu’na girdi.
İLK FİLMİ: ‘SOLAN BİR YAPRAK’
Sinemaya geçmeden önce bir süre düğün salonlarında müdürlük, sandal kiralama gibi işlerle uğraşan Akan, ‘Solan Bir Yaprak Gibi’ adlı film ile 1971’de sinemaya adım atıp Tarık Akan adını kullanmaya başladı. Sanatçı, aynı yıl Sadık Şendil’in kaleme aldığı, Orhan Aksoy’un yönettiği ‘Emine’ filminde ise Filiz Akın ile başrolü paylaştı.
Türkiye’nin Altın Portakal’da 7 ödüle sahip tek erkek oyuncusu olan Akan, ilk ödülünü ‘Suçlu’ adlı filmdeki rolüyle 1973’de aldı.
Yönetmenliğini Ertem Eğilmez’in yaptığı 1973 yapımı ‘Canım Kardeşim’ ile Rıfat Ilgaz’ın romanından uyarlanan 1974 yapımı ‘Hababam Sınıfı’nda başrol oynayan sanatçı, 1970-1975 arasında, yılda 12 filmde rol alarak Türk sinemasının unutulmaz isimlerinden biri haline geldi.
‘SÜRÜ’ İLE ZİRVEYE ÇIKTI
Yakışıklılığı ve tarzıyla 1970’li yıllara damgasını vurarak Yeşilçam’ın popüler jönleri arasına giren Akan, 1977’de senaryosunu Yılmaz Güney’in yazdığı, Zeki Ökten’ten tarafından yönetilen ‘Sürü’ filmiyle birlikte politik filmlerde rol almaya başladı.
Tarık Akan, 1978’de Cüneyt Arkın ile başrolü paylaştığı ‘Maden’ filminin sonrasında, 1979’da zorunlu askerlik görevini yedek subay olarak Denizli’de tamamladı.
OYNADIĞI FİLM ‘ALTIN PALMİYE’ ALDI
Yılmaz Güney’in cezaevindeyken senaryosunu yazdığı, Şerif Gören’in yönettiği, 1982 yapımı Altın Palmiye ödüllü ancak Türkiye’de yasaklı ‘Yol’ filminde de rol alan Akan, 1990’da Rıfat Ilgaz’ın aynı adlı eserinden uyarlanan ‘Karartma Geceleri’nde başrolde yer aldı.
Sanatçı Akan, 1985’te Berlin Uluslararası Film Festivali’nde mansiyon, 1992’de Adana Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu, 1996’da Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Yaşam Boyu Onur Ödülü , 2006’da Sinema Yazarları Derneği Onur Ödülü , 2007’de ise Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği’nde Sinema Emek Ödülü kazandı.
HAPİSHANE GÜNLERİNİ KALEME ALDI
Rol aldığı filmler ve politik duruşu nedeniyle devletin dikkatini çeken Tarık Akan, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından, 1981 yılının başlarında, Almanya’da yaptığı bir konuşma yüzünden Türkiye’ye dönüşünde tutuklandı.
12 yıl hapis istemiyle yargılanarak 2,5 ay hücre hapsi cezası alan sanatçı, hapishane günlerini ve darbe sürecini 2002’de yayımlanan “Anne Kafamda Bit Var” kitabında kaleme aldı.
GEZİ DİRENİŞİ’NE DESTEK VERDİ
Usta sanatçı, Gezi Direnişi’nden Soma Katliamı’na birçok hak mücadelesinde en önlerde yer almıştı. Akan, AKP iktidarını, ‘cumhuriyet ve laikliğin altını oymakla’ eleştiriyordu. 2013’te Gezi Direnişi sırasında, İstanbul Taksim’deki Gezi Parkı içinde bir TV kanalına verdiği röportajda eylemlerle ilgili şunları söyledi:
“Müthiş, yani tek kelimeyle müthiş lafı bile az geliyor. Biz eski solcular olarak umudumuzu tüketmek üzereydik. Bu karanlık nasıl aydınlanır derken birdenbire bir patlama oldu.”
Barış Zeki, Yaşar Özgür ve Özlem isimli üç çocuğu bulunan, 120’den fazla filmde rol alan, yaşamı boyunca halktan yana, mütevazı karakteriyle takdir toplayan unutulmaz oyuncu, 16 Eylül 2016’da 66 yaşındayken akciğer kanseri tedavisi gördüğü hastanede yaşama veda etti.