Son zamanlarda yapılan çalışmalarda işitme azlığının unutkanlık ve demans için önemli bir risk faktörü olduğu sonucuna varıldığını belirten Prof. Dr. Sevgi Aras, “Kulak kanalının ve kemiklerinin bozuklukları, çocukluktan gelen sekeller, kullanılan bazı ilaçlar yaşlı bireyde işitme azlığına yol açar. Zamanla duymamanın verdiği rahatsızlık ve utanmadan dolayı diğer bireylerden uzaklaşır, kendi kabuğuna çekilir. Beynin besini bilgidir; bilgiyi alıp yorumlamayan beyin esnekliğini, işlevselliğini yitirir” dedi.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nden Dahiliye ve Geriatri Uzmanı Prof. Dr. Sevgi Aras, ilerleyen yaşlarda artan işitme azlığının unutkanlık ve demans için önemli bir risk faktörü olduğunu açıkladı.
Prof. Dr. Sevgi Aras, şu uyarılarda bulundu:
“Yaşlılık genelde 40’lı yaşlarda organ rezerv ve fonksiyonlarında gerileme ile başlayan ve 60’lı yaşlarda hızlanan fizyolojik olarak nitelendirdiğimiz doğal bir süreçtir. Bu fizyolojik değişimler duyu organlarında, hareket ve motor becerilerinde, sinir sistemi ve kalp damar sisteminde görülür. Göz, işitme, tat alma gibi duyu organları insanların çevreye ve dünyaya adaptasyonunda önemli rol oynar. Bu organların sağlıklı işlev görmesi özellikle çevreye uyum, streslere karşı koyma yeteneği azalmış yaşlıda yaşam kalitesi açısından çok önemlidir.”
İŞİTME AZLIĞI VE ÇINLAMAYA DİKKAT !
Yaşlı nüfusun artışıyla birlikte bilişsel işlevlerin azalması ile giden toplumda ‘bunama’ olarak tabir edilen demansın görülme sıklığının arttığını belirten Prof. Dr. Sevgi Aras, şöyle devam etti:
“Demans için ileri yaş, genetik yatkınlık; yüksek tansiyon, diyabet, kolesterol yüksekliği gibi damarsal risk faktörleri, düşük eğitim seviyesi, depresyon, kafa travmaları gibi bilinen birçok risk faktörü vardır. Son zamanlarda yapılan çalışmalar işitme azlığının unutkanlık ve demans için önemli bir risk faktörü olduğunu ortaya koymuştur. Yaşlanmanın işitme sinirindeki olumsuz etkileri, kulak kanalının ve kemiklerinin bozuklukları, çocukluktan gelen sekeller, kullanılan bazı ilaçlar yaşlı bireyde işitme azlığına yol açar. Bu yüzden yaşlı birey etraftan gelen bilgileri kulak yolu ile alıp beynin işitme bölgesinde işleyememektedir. Zamanla duymamanın verdiği rahatsızlık ve utanma duygusundan dolayı diğer bireylerden uzaklaşmakta, kendi kabuğuna çekilmektedir.
Beynin besini bilgidir; bilgiyi alıp yorumlamayan beyin esnekliğini, işlevselliğini yitirir. Aynı zamanda sosyalliğini yitiren, kendini yetersiz hisseden ve utanan yaşlı depresyona girer. Depresyon süreci de unutkanlık ve demansa fazladan olumsuz bir katkı yapar. Yanlış anlamalara bağlı bazı sıkıntılar yaşlı bireyin ailesini de olumsuz etkiler. Çoklu hastalıklara sahip yaşlı bireylerin diğer tüm hastalıklarının düzenli takibi yanında işitme ve görme muayenelerini de fark ettikleri şikayet olmazsa bile düzenli yaptırmaları gerekir. Özellikle işitme azlığı, çınlama gibi problemlerin bu muayeneler ile elde edilen bilgilere göre yapılan girişimler ve konforlu cihazlarla düzeltilebileceği ve şiddetinin azaltılabileceği unutulmamalıdır.”