Samsun’un Çarşamba ilçesinde bulunan Göğceli Çivisiz Camisi, 8,5 asırlık olmasına rağmen çatıdaki ahşap kolonların tahrip olması nedeniyle restorasyon bekliyor. Cami, geniş kapsamlı bir restorasyon sürecine girecek.
850 yıllık çivisiz cami restorasyon için gün sayıyor
SAMSUN Samsun’un Çarşamba ilçesinde 8,5 asır önce ‘kurt boğazı’ tekniği ile yapılan Göğceli Çivisiz Camisi’nin çatısını tutan ahşap kolonlar zamanla tahrip oldu. Röleve, restitüsyon, restorasyon ve statik projeleri hazırlanan 8,5 asırlık cami bakım için gün sayıyor.
Samsun’un Çarşamba ilçesinde bulunan, yaklaşık 8,5 asır önce ‘kurt boğazı’ tekniği ile yapılan Göğceli Çivisiz Camisi, restorasyonu bekliyor. Yapılışında kullanılan deprem takozları sayesinde yüzlerce deprem atlatan ve günümüze kadar aynı yapısını koruyan çivisiz caminin çatısını tutan kolonların tahrip olması sonucunda ise çatı kayma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Mühendisler ve mimarlar inceledi
Asırlık caminin restore edileceğini belirten cami imamı Ahmet Özköse, “Camimiz 2004 yılında bir restorasyon gördü. Biz 2015 yılında bir restorasyon talebinde bulunduk. Bu yıl Ramazan ayında ilgili kurumdan mimar ve mühendisler geldi. Burada 2 günlük çalışma yaptılar. 4 ay içerisinde camide çok geniş kapsamlı bir restorasyon yapılacağını ifade ettiler. Caminin bir bakımdan geçmesi gerekiyor. Şu anda proje aşamasındadır. Bizim, caminin aslı neyse o şekilde yapılmasına dair yazılı ifadelerimiz var. Onlara bunu söyledik. Minarenin yapılması talebinde bulunduk. Kapıları aslına uygun değil, hatta onların da aslına uygun getirilmesini ifade ettik” dedi.
“Cami ülkemizde tek”
Caminin tarihi hakkında bilgi veren Özköse, “Camimiz Çarşamba’nın önemli hatta ülkemizin çok kıymetli bir değeridir. Belki taş eserler bu anlamda vardır ama böyle özellikle cami ülkemizde tektir. Camimizin en bilinen özelliği çivisiz cami olmasıdır. 850 yıllık bir eserdir. Caminin yapılışı ile ilgili farklı rivayetler vardır. Malazgirt Savaşı’ndan sonra Anadolu’nun kapıları İslam’a açıldı. Buraya İslam’ı anlatmak için ekiplerin geldiği rivayeti var. Bu caminin bu ekipler tarafından yapıldığı rivayeti var. İkinci bir rivayet ise o dönemde bu bölge irili ufaklı beylikler tarafından idare ediliyordu. Bu beyliklerin içinde İslamlaşma sürecini direnenlerin olduğu, bu direnmeyi bastırmak için Karadeniz’den gemi ile gelen bir komutan tarafından camimizin yapıldığı rivayet ediliyor. Hatta bu tahtaların da o gemiler tarafında getirildiği söyleniyor” diye konuştu.
“Ters çevrilince gemiye benziyor”
“Camimizi ters çevirdiğimiz zaman gemiye benziyor” diyen Özköse, “Ecdadımız 8 asır önce bu camide deprem takozunu kullanmıştır. Bu bölge deprem bölgesidir. 8 asır önce bizim bilmediğimiz birçok deprem bu bölgede oldu ama 1938 ve 1942 yılında olan depremleri biz biliyoruz. Bu iki deprem bu bölgeden çok büyük yıkıma sebep olmuştur. Çok sayıda insan öldüğü ve çok sayıda binanın yıkıldığı ifade edilmektedir. Deprem takozu sayesinde camimiz bir beşik gibi sallanıyor fakat yıkılmıyor. Hem deprem takozunu hem de kurt boğazı tekniği düşünürsek cami sallanıyor ama yıkılmıyor” şeklinde konuştu.